-Hayatım beni aşkla sevmene gerek yok, aşkla sen sevince ne yapacağımı şaşırıyorum. Normal olman yeterli!
-İşte o yeterli benim için vasat oluyor, yeterli olmak için aşkla sevmek gerekir.
-Yok, hayır buna gerek yok! Bak etrafına aşkla seven kaç kişi var?
-Ben varım ya hayatım, bu yeterli gelmiyor mu yetersiz olana? Seni aşkla sevmeyince kendime yeterli olamıyorum ki! Gelecek olarak beklediğim sevinç bana gelmiyor.
-Bu bizde eksik değil ki!
-Öyle ise uykuya dalarak bize öldüğünü söyleyen, nefsimizle keder neden aniden ortaya çıkar?
-Sen tamamen ışık istiyorsun, az ışıkta loş oda da bize yeter.
-Işığın tamamı bizi kapsamıyorsa, içine almıyorsa nasıl o anımıza aydınlık diyebiliriz ki?
-Bırak az karanlıkta ellerimizle yönümüzü bulurken, diken batsın kanatsın ne olacak ki?
-Kan akarken, ölüme yaklaşırken gözlerimizdeki perdeyi aralayarak perde açılmadan önce aydınlığa doğru yürüyemeyiz ki! Seni aydınlığa doğru götüremez isem, bende karanlıkta kalmış olmaz mıyım?
-Hesaplarız her şeyi santimi santimine olmaz mı?
-Aşk hesap işi değil, nasip işidir, kendini adayarak aday olduğunu gelişiyle ispattır. Sen beni ararken beni seni ararken bulmadın mı?
Mehmet Aluç
mehmetaluc@hotmail.com