Kızgın güneşin altındayız bu kavurucu tatlı sıcaklarda.Bir kaç bira içip kitaplar ile alıntılar yaparız düşüncesi gayet şahane.Terk edilmiş sahil kenarları keşfedilmemiş alanlar bizim küçük yerlerimiz huzurun tanrıları.Denize girelim mi ? dediğinde bilerek hep hayır – önce sen gir tatlım diyorum,seni uzaktan izlemek paha biçilmez.Uzaktan bağırıyorsun bana avazın çıktığı kadar,hadiii sıkılıyorum denizin dalgaları yutacak beni!Saatler anlamsızdı bize göre düşman olarak görüyor zaman bizi,kendimizden geçip unutuyoruz beraber iken tüm dünya dertlerini,sadece varlığımızla meşgulüz sorumsuz iki çocuk gibi.Yazları sıklıkla ritüel haline getirdiğimiz olaylardan bir tanesi – Eve doğru koşmak,en son gelen akşam yemeğini hazırlardı ve ben senin geçmene izin verdiğim halde bunu saymayıp beraber hazırlamamızın hoş olacağını düşünerek,karşılıklı sevgimizi sürdürmeye çalışıyorduk gülümsemeler eşliğinde.Çok uzaklarda iki kişi yaşamayı sürdürmemiz dünyada hiç bir canlının yaşamaması gibi his uyandırdı içimde.Sabahları günün doğuşunda yine uzaktaki kayalıklarda kızıl saçlarınla büyüleyici deniz kızı tanrıları gibiydi bakışların,duruşun adeta hiç ilgi çekmeyen kara parçasını altüst ediyorsun yer yüzünde.Kahvemi koyup saatlerce orada kalmanı ve benim uzun uzun seni izlemekten zevk aldığımı bilmeni isterdim.Fark ettiğinde el salladım,gördün geliyordun yavaş yavaş.Birden gözden kaybolduğunu fark ettim.Telaşla ayağa kalktım yoktun.İçimde ki buruklukla sana doğru koştum.Sen yerde yatıyordun gözünde yaşlarla…
Bana bakıp güldün haykırarak,şaşırdım bende katıldım sana,ayakların kötüydü diz kapaklarına kadar,küçük kayalar bayağı yaralamış.Gel kucaklayayım sevgilim diye seslendim.Hayır dedi ve yaklaşmamı istedi yaklaştım yanına,bacağıma dokundu sana bir şey olmasın ben yarların hepsine katlanırım senin varlığınla.Gözleri hafifçe düştü ağır geliyordu acısı,kayalar derin yaralamış deniz kızımı.Kucakladım narin bedeni çok hafifti,o an yer yüzünde sensiz bir hayatın olmayışını düşündüm acıdı içim.Karşı kasabanın eczanesine doğru taşıdım uzun zaman.Karşı cinse karşı hele ki doğru insanı bulduğumu var sayarsak onun bedenini değil bir kilometre,dünyanın bir öbür ucuna kadar taşısanız sevginin verdiği gücü hissedeceksiniz.Kasabadan uzakta olduğumuz için araç kullanmıyorduk yürümeyi ikimizde seviyoruz.Yarım saat sonra geldiğimizde gece yarısı olmuştu haliyle.Eczane kapalı.Arkadan dolaşıp kırdım camı ve ön kapıyı açmak için gittim.Kapıdan tekrar kucakladım seni pansuman yapmak için yatırdım yarı baygın gülümsüyorsun bana,kan tutuyor sevgilim ne yapayım yahu ?Reyonlarda yalnız bir akşam.Konuşmaya çalıştın sesimi kaybetmiştim sen deliye döndün kendine kötüyüm ben diyorsun,iyiye benziyorsun.Hisetiğin şey değil yüzündeki gülümseme,seni her zaman kabul ederim bana bir kere baksan. Tenindeki kanı temizlerken göz göze bakıştık kayboldum içten içe yüzüşler var kalbim her zaman hızlı atmıştır varlığınla.Beraber olduğumuz ilk o zamanlar verdiğim tek söz şuydu”Eğer bir gün kalp atışlarım senin yanında yavaşlarsa,elini kalbime koy ve ben gidiyorum de”Böyle yarattık dünyamızı seninle en güzel cümlelerle.Adına Neşeli Yaralar dedik…