‘Başlamak bitirmenin yarısıdır. Bunun için başlangıç çok önemli.’ demişti Sırrı Abi. Aslında hepimiz emindik başlangıçtan çünkü Ethem’in sağ ayağına olan güvenimiz tamdı. Daha geçen hafta Işıktepe Mahallesi’yle yaptığımız mahalle maçında öyle bir gol atmıştı ki şimdi o ayağın Recep amcanın camını kesinlikle ıskalamayacağını biliyorduk. Yani hepimizin isteği buydu. Çünkü 11 yıldır mahallemizin muhtarı olan Recep amca bizim oyun alanımız olan sokaklarda oynamamıza mahallelinin huzurunu bozduğumuzu düşündüğü için izin vermiyor ve futbol sahası olarak kullandığımız araziyi müteahhitlere vereceğini söylüyordu. Bizde mahallenin çocukları olarak kendimizce ona hesap sorma planları yapıyorduk. Bunlardan birisi olarak da bugün Recep amcanın evinin camlarını indirecektik. Bu görevde mahallemizin Messi’si olan Ethem’e düşmüştü tabi.
Ethem henüz 13 yaşındaydı ama son derece hırslı tuttuğunu koparan ve haksızlığa gelemeyen bir çocuktu fakat kalbi tertemizdi onu rahatsız etmedikçe gıkını çıkarmazdı size karşı hele de kendinden büyük birine bunu kesinlikle yapmazdı. Ama dediğim gibi ortada çok büyük bir haksızlık vardı ve Ethem’de Recep amcadan hakkını alabileceğini onu bu konuda uyarabileceğini düşündüğünden daha hırslı bir şekilde geldi topa doğru ve o hepimizin hayran olduğu ayak içiyle vurdu topa.
*****************************
Ben Nesil Genç ailemin tek çocuğuyum. Babam Seyit Genç. Bir Alevi’dir kendisi ve Hatay doğumludur. Annem ise Tansu Genç son derece modern ve sanatçı bir aileden gelir. Eski İstanbullulardandır yani annemin ailesi dolayısıyla annemde İstanbulludur. İkisinin evlenme süreci çok sancılı geçmiş hatta hala bu sancıların devam ettiği bile söylenebilir. Çünkü babamın ailesi ile annemin ailesi halen görüşmüyorlar. Nedenini tahmin etmişsinizdir ama ben gene de anlatayım. Kız ebeveynleri damatlarını, erkek ebeveynleri de gelinlerini ailesine layık bulmak isterler hep. Bizde iki tarafta ailesine uygun bulamamış tabi. Babamın ailesi annemi Alevi olmadığı için ve de ailesinin ve kendisinin gereğinden fazla bir modern bir yaşamları olduğu için kendisine uygun bulmamışlar. Annemin ailesi ise tam tersi şekilde cereyan etmiş işte.
Yani anlayacağınız iki farklı kültürle beraber büyüdüm. Hele birde mahallemizi düşününce Kürdü, Laz’ı, Çerkez’i, hepsini tanıdım bu yaşımda. Bu yaşım derken ben henüz 8 yaşındayım. İlkokul ikinci sınıftayım. Çoğu şeyi algılayacak yaşta değilim. Benim için varsa yoksa oyun. Yani bunları büyüklerim söylüyor. Belki oyunu çok seviyor olabilirim ama çoğu şeyi algılayamadığım bilgisi kesinlikle yanlış. Mesela muhtar Recep amcanın bizim sahamızı inşaatçı amcalara verecek olmasının yanlış olduğunu algılayabiliyorum. Ayrıca algılamakın da ne demek olduğunu biliyorum(Yılmaz abi söylemişti geçen gün.) ki çoğu çocuk bunu bilmez.
Neyse konumuza dönelim Recep amcadan bahsediyorduk. Hani bazı amcalar vardır ya hacca giderler ve hacı olurlar ama huysuzluğunu aksiliğini üstünden atamazlar. İşte Recep amcada böyle birisiydi. Hacı Recep, Muhtar Recep, Recep amca, abi diye herkes farklı şekilde hitap ederdi. Hatta bazıları usta bile derdi. Çocukları sevmez onların (yani bizlerin) oyun oynamaları ona bir işkence olurdu. Bazen bizde o öyle davrandığı için özellikle yaramazlık yapardık ama yaramazlık yapsak da yapmasak da bize kızardı. Hatta geçen gün Ethem ile camını indirmiştik ya. Hatta size de anlatmıştım. İşte son örneği de o olmuştu.
Ethem hepimizi hayran bırakıp öyle güzel vurmuştu ki topa cam paramparça olmuştu. Topun cama temasını gördüğümüz an hepimiz kaçışmıştık ama Ethem kaçamadı ve ayağı takıldı, yere düştü. O sırada Recep amcanın başka bir mahallede özel okulda okuyan oğlu Bilal’de ara sokaktan evinin olduğu tarafa da doğru yönelmişti ki paramparça olmuş camı ve yerde yatan Ethem’i gördü.
**********************************************************
Bugün gene sokaklardayız. Zaten hiçbirimiz sokaktan ve oyundan geri durmazdık ama Recep amca bize yasaklar koymaya çalıştıkça biz daha çok dışarda oynamak istiyorduk. Çünkü yasak, yasaklanan şeyi daha çok cazip yapmaktan başka bir sonuç vermez! Tabi Ethem’in olayı da etkili oldu bunda. Ethem’i yerde yatarken gören Bilal hemen Ethem’i yakaladı ve babasına götürdü ve tabi Recep amcada Ethem’in babasına götürdü. Sonuç olarak Ethem babasından bir tomar dayak yediği yetmez gibi birde artık bizimle birlikte sokaklara çıkamaz oldu.
Ethem çıkamadı ama biz onun yerine de çıktık ve top oynadık toprak sahamız da! İlk defa oyun oynamak amacında olmadan oyun oynadık.
Recep amca kendi mahallelimiz olan abilerimizi sırf Recep amcanın çalışanları olduğu için bizlerin üstüne yolladı ve bizim toplarımızı kesti ailelerimize şikâyet etti. Sahadan çıkmamak için direnenleri şişelerle ıslattı. Hatta bazen fazla ileri gidip vurdular sapanlarına bizi hedef gösterdiler. Bunlarla ilgili söyleyeceğim tek şey var aslında onu da Yılmaz abi söylemişti: ‘Seni öldürmeyen şey seni güçlendirir.’ Bunlar da bizi güçlendirmekten başka bir şeye yaramıyordu.
*******************************************************
Mahallenin çocukları olarak bu sabah büyük bir şokla uyandık. Berkin hastaneye kaldırılmış. Berkin henüz 6 yaşında ve hastanede yaşam savaşı veriyor şu an. Berkin yaramaz ve hareketli bir çocuktu bazen bizleri bile kızdıracak haylazlıklar yapardı ama hepimiz onu çok severdik. Bu olayda hepimizi çok üzmüştü tabi ama üzüntümüzü katlayan bir şey daha vardı ki. Berkin’i kanlar içinde yerde buldukları yer Recep amcaların evinin hemen ilerisindeydi.
Söylenenlere göre Berkin yere düşmüş ve kafasını kaldırımın köşesine vurmuş. Ne kadar hareketli olursa olsun bir insanın kendi kendine düşüp kafasını oraya vurabilmesi hepimize tuhaf geliyordu ve de bu olayın malum şahısın evine yakın bir yerde olmuş olması hepimizin aklına aynı şeyi getiriyordu.
*****************************************************
Bugün günlerden pazartesi yani seçimin ertesi günü. Seçim bitti ve Recep amca kazandı. İsmail’in, Ethem’in, Abdullah’ın, Ahmet’in, Mehmet’in, Medeni’nin bir daha sokaklara çıkamayacak olmasına rağmen, Berkin’in değil sokak evinde bile oyun oynayamayacak olmasına rağmen, top sahamıza müteahhitlerin gelip elimizden almak adına ilk adımı atmalarına rağmen, mahallelinin paralarını muhtarlık işlemleri diye bazılarının cebine iniyor olmasına rağmen, kendi mahallesinin çocuklarını haylaz ilan edip diğer mahalle çocuklarına kucak açmasına rağmen Recep amca kazandı. Seçimde kafa kafaya giden Mansur amcanın seçimden çekilip, çöplerde Kemal amcanın oylarının toplanması akıllara hile ve hurdayı getirse de çocuk sözlerimiz sözde büyüklere işlemedi tabi ki!
NOT:BU hikayede ki kişi ve olaylar gerçekten bağımsızdır ve sadece kurgudur ama her kurgu gibi içinde gerçeklik taşır!