Esen rüzgarlarını özledim nicedir.
Ya başımın üzerinde dolaşan kargalar?
Tahta bir masanın başına otursam şimdi
Yanımda sevdiğim,
Masamda damla sakızlı kahve.
Sevdiğimle gözgöze
Senden konuşsak.
Dinlese bizi
Kollarını gökyüzüne uzatmış o koca çınar.
Bilir misin?
Rengigül’ün kapısındaki meleğe benzer sevdiğim.
Ada kokar.
Deniz kokar nicedir.
Kapısından girince gördüğüm o güzel bahçe gibi
Açtığından beri bana o güzel kalbini,
Korkarım bu gönül bahçesinden ayrı kalmaktan.
Örttüm sıkıca girdiğim kapıyı bu yüzden.
Biliyorum bu bahçeden,
Sadece ölüm çıkar…
Her sokağında sevdiğimle
El ele dolaştığımızı gördün nicedir.
Fırınından yediğim pidenin
Tadı hala damağımda.
Ya Yeşil’de yediğim asma yaprağında sardalya başka nerede var?
Deniz kestanelerinin dikeni gibi batar kalbimize özlemin.
Bir ahtapotun kolları gibi sar bizi.
Her gün batışında aklımız sendedir.
Çünkü sevdiğimle benim için güneş en güzel
Her akşam
Yavaş yavaş Polente’den batar.
30/12/2011 Öğlen, İstanbul