Ben hiçbir zaman gökyüzünden daha mavi olamam
Kahve fallarının idealist yollarına yansıyan gölgenden ilham alarak diyorum
İhtilal gözlerine indiğinden beri yani
Ellerini dantelli eldivenlerle motiflediğin o beyaz kış hani
Damarlarımıza mutsuzluğun serumu damlarken üşüdüğümüz siyah gece
Tutuşan parmaklar umut bağlar
ikisi de serçe
Vücudunda oluşan eşit iki çember
Üstelik mertçe
Sol elim omzuna düştüğü an Evgeny çal
Sertçe
Çal ki şehir anlasın sarhoşluğumuzu
Alkol almadan sallanıyorsam,üstelik güpegündüz
Damarlarıma sensizliğin serumu damlıyor demektir
Demektir ki ben gökyüzü kadar mavi olamam
Olamam demek ki sen kuş olup gideceksin
Vücudunda oluşan eşit iki çember
Göğüslerinden bahsetmiyorum güzelim gözlerinden
Nemli,şaşkın ve sonsuz gözlerinden
Kahve fallarının idealist yollarına yansıyan gölgenden ilham alarak
Biliyorum gideceğini
Çünkü ben gökyüzü kadar mavi olamam
Asfalt kadar gri
Martı kadar beyaz olamam
Olamam boynun kadar ince
Bir gülüşünle
Saçların gibi dökülürüm
Gökkuşağı olurum
Sol elin omzuma düştüğü an
Ben hep beyaz ölürüm
Göz göze geldiğimizde ilk defa o durakta
Dönüp de bana gülmeyecektin
Son sürdüğün oje var ya
Pembe olan
O son ojeyi sürmeyecektin.
Murat Küçük