Günlerden bir gün zatı muhterem bir şahsiyet bunalım ve daralma hali çeker. Hayat, manasız ve sıkıcı geçmektedir. Hiçbir şeyden zevk ve tat alamaz. Yine bu günlerden birinde, ta öte diyarların Perliliçesi gelip bu şahsiyete konuk olur. “Tanrı misafiriyim.” Der ve buyur ettirir kendini. Bu zatın bu biçare halini gören Periliçe; dayanamaz ve onun bu hürmetine nispeten ona güzel bir teklifte bulunur.
Periliçe: _”Ey zatı muhterem, hele bana derindi anlat da bir çare bulalım. Neden böyle gam ve kederdesin?”
Zat:_ “Derbedentcileyim, halimden bir garip divane. Derdimi bilmezim ki derman dileyeyim.”
Periliçe:_ “O halde dile benden ne dilersen ki, sana arzuladığın her şeyi vereyim. Ben ki zatlar yüze kıldım, zengin ve namı değer şahsiyetler eyledim. Sana da elbet yeterim. Her dileğini gerçek kılarım. E hadi bakayım dile benden ne dilersen?”
Zat:_ “Mademki dileğimi sorarsın, o halde dileyeyim de dinle ve bu dileğimi yerine getir.
Yalnız bir çölde yapayalnız iken bir zatın karşıma çıkmasını, elinde silahı bana doğrultmasını istiyorum. Önce o anın korku ve endişesini, sonra ateş edip beni vurarak göğsümde kurşunun acısını hissetmek istiyorum. Kanın bedenimden akışını görmek, ardından ölüm denilen şeyi görmeyi, hissedip tanımayı diliyorum.”
Periliçe:_ “A kuzum sen neler dersin? Söylediklerini kulakların işitir mi_ kalbin mutmain midir senin? Hiç insan ölümü diler mi?”
Zat:_”Neden, ölüm kötü bir şey mi, kötü ise neden var?”
Periliçe:_”A nefsine hapsolmuş zavallı, ölüm haktır ve her nefis ölümü elbet bir gün tadacaktır. Sen zaten ondan kurtulamazsın. Daha ne diye onu dilersin?”
Zat:_”Mademki kurtuluş yok, mademki hak, ne diye bu korku ve telaş ölüme karşı.”
Periliçe:_”Ben ancak dilekleri yerine getiririm. Yargı yahut sual cevabı veremem.”
Zat:_”İyi ya işte, ben ölümü diliyorum.”
Periliçe:_”Olmaz! Olamaz A garibim. O iş ölüm meleğinin işidir. O da tanrının izni ile ancak mümkündür. Beni bu işler aşar.”
Zat:_”A zatımdan daha aciz, biçare seni, o halde ne durusun? Yürü git yoluna. Madem benim dileğimi gerçekleştiremezsin; ne ölümü ne de ölümsüzlüğü bana bahşedemezsin, daha ne diye durursun. Biçare zatları yalancı hayal, beyan uğraş ve sahte heveslerle kandırmaktan başka ne iş yaparsın sen?”
Periliçe:_”Sen divane olmuşsun. Dünya lezzetlerinden bir haber kalmışsın.”
Zat:_”Sus! Sus da daha miskinleşme. Sadece dinle! Dinle ve işit; kâinat âleminde yaratıcının sanatını ve şaheserini, ölümün ne denli güzel bir iş olduğunu. Yaratıcının divanına yükselmenin ve ona kavuşmanın en kıymetli adım oluşunu gör ve bil. Bil ki, hak budur. Hapisten, yalanlarla dolu büyülü dünya hapsinden kurtulmanın ise kapısıdır ölüm.”
Eliyle Periliçe’yi kovar. Bir zaman sonra da önce bedenini sonra hayatını bu hapishanede bırakış sonsuzluk yolculuğuna çıkar. Bir tek başına gariban ve bir divane hal ile…