güneş bir farklı parlıyor bu yabancı dünyanın üzerine. görüşüm açılıyor, ufkum genişliyor, yeni doğmuşum titrekçe yürümeye çalışıyorum. bir rüzgar esiyor ve uçuşuyor saçlarım, kokumu alıp gidiyor bu rüzgar ve o’na sunuyor. avını buluyor kurt o anda ve rüzgarın çizdiği yolu izliyor, geliyor. irkiliyorum, kaçacak yer arıyorum büyük gözlerimle. sağıma bakıyorum, güneş parlıyor ve büyüsü gözümü kamaştırıyor. soluma bakıyorum, mavisi yeşiline karışıyor, morlar ve sarılarla savaşıyor.kalıyorum olduğum yerde ve yine esiyor ayni rüzgar. bu kez fısıldıyor kulağıma. böyle bir şey duymadım hiç, beynime işliyor sözleri ve hunharca bütün vücuduma yayılıyor etkisi. avcı kurt yaklaşıyor. rüzgar bana onun kokusunu getiriyor bu sefer, büyüleniyorum. karşı konulmaz bir koku bu, hayatla dolu. avcının adrenalini ta uzaktan bir nabız gibi vuruyor yüzüme usulca ve bende adrenalinle dolup taşıyorum. temkinli adımlarla yaklaşırken avcı, artık korkmuyorum, bedenimi kurban etmeye hazırım. avcı ani bir hareketle atlıyor üstüme ve ustalıkla öldürüyor beni, ruhum bedenimden ayrılırken ona teşekkür ediyorum beni özgür kıldığı için ve biliyorum bu dünyaya geri bir avcı olarak geleceğim. “kokunu biliyorum avcı” diye fısıldıyorum “seni bekliyor olacağım” diye yanıt veriyor ve rüzgar ruhumu alıp renklerin savaştığı ve güneşin hüküm sürdüğü diyarlara yeniden doğmam için götürüyor.