http://https://www.youtube.com/watch?v=YODiYyy6HHE
Gece kımıldadı yerinden
Ay son nefesini verdi dağların yamaçlarına.
Ay salıncağında son gece
Otuz muharrem 1438 ay kameri
Seni bir anlamakla çağırıyor şimdi içim
Bir iklim, seni bademlerden saymak için
Sanırım, baharı beklemeliyim
Bin bir tad adınla hatırladığım
Alüminyum bir kazan fokurduyor ocağımız da ve
annemin tütsülenmiş parmak uçlarında
dünyaya yayılan o çiğ tarçın kokusu
Bu gürültü yumağından, bu evren debdebesinden kaçar gibi
O Hiç bilinmemişliğinin berrak Sırrına erme ihtimali, bir bakıma da sığınış,
seni gizli ve hesaba gelmez düşünmek.
Omur iliğimde bir çıban, bir yumru
Boynumu daimi istikametinde tutan
Ve mayısların tüm yağmurlarını ciğerlerinde toplamış bir leylak gibi
Başımı önüme eğdiren edep
Biliyorum, beni çölüne sürdüğün
Bu yürek vaadi gerçekleşmeyecek.
Senin bu istiridye içi mücerret inciliğin
Bir nara Atımı uzak yakarışlarıma
Kırgın ikindiler geçiyor azı kalmış
Kum saatimden ömrümün,
ümitli Seher vakitleri
Kalkıp, gözlerimi ovuşturuyorum
Parmaklarım, pınarına el sürmüşüm gibi bir çeşmenin.
Ay salıncağında son gece
Otuz Muharrem 1438
Ay kameri
Seni bir anlamakla çağırıyor şimdi içim.
Bir iklim, seni bademlerden saymak için
Daha kaç vakit beklemeliyim.
Yusuf Sinan.