Siz çıkarcı insanlar, siz küçük şeylerden mutlu olmayı bilemeyen insanlar, siz yalandan gülen yalandan ağlayan, bu hayatta her şeyi kendi merkezinizde gören insanlar… Kibirli olan sizler, maddiyata önem verdiğiniz kadar başka şeylere önem vermezsiniz. Çünkü sizin tek amacınız güzel görünmektir. Egonuz tavan yapmıştır. Her ortamda kendinizi belli etmek, göstermek için her şeyinizi satarsınız. Bizler ise uzaktan bakıp güleriz sizlere. Ama sizin farkında bile olmazsınız, gözleriniz kördür sizin. Bizlerle tanıştığınızda ise düşüncelerimizden dolayı bizleri yadırgarsınız. Başka insanlar sizi ilgilendirmez. Örneğin bir çocuğun size bakıp gülmesi sizin için değersizdir veya yalvaran gözlerle bakan bir dilenci… Yağmuru da sevmezsiniz siz, “Ne kötü hava…” deyip geçersiniz eriycekmişsiniz gibi. Hayata küçücük bir delikten bakar, farkında olmassınız etrafınızdaki olayların, güzelliklerin, insanı düşündürecek şeylerin, acıların, sevinçlerin ve de yabancılaşmanın. Teknoloji ve medya gözünüzü kör etmiştir. Tabi sizler böyle çoğunluktayken işte bizler de hep arkada kalıyoruz. Bizleri anlayacak insanlar bulamıyoruz. Çünkü devir bizim devrimiz değil, sizlerin devri. Bu yüzden şanslısınız! Bizler, oturup edebiyattan, sinemadan, sanattan v.b. konuşacak insan bulamazken sizler geçici zevklerle ilgili konuşabilecek insanları bulabiliyorsunuz. Gözünüz hep daha iyisinde, gözleriniz hep başkalarının üstünde. İşte sizlerle bizim farkımızda burada ortaya çıkıyor. Sizlerin gözü başkalarının üzerindeyken bizlerinki başkalarının ve de kendi içimizde. Son olarak, sadece kendinizi kandırıyor ve de kendi gerçeklerinizden kaçıyorsunuz!