Onun sokağı lunapark manzaralıydı
Benim sokağım mezarlık karşısındaydı
Onun bakkalı güleryüzlü bi amcaydı
Benim floresan marketlerim vardı
Bazen çatıya çıkar mezarlıktan uçan kuşların lunaparktaki balerinin eteğine konmasını izlerdim
Balerin, kuşlar mutsuzluklarını akıtmasın diye bütün hızıyla döne döne onları bile kovalardı
Çocuk çığlıkları arasında kuşlar kaçışırdı her bir yana
Onun bakkalı benim sokağımdaki marketten alışveriş yapan teyzelerin kan ter içinde taşıdığı torbalara yardım ederdi
Benim marketim bakkaldan alınan bir ekmeği bile içeri sokmazdı
Konukseverlik, komşuluk benim sokağımda bulunmayan duygulardı
Huzursuzluk ve çaresizlik hüküm sürerdi sokağımda
Onun sokağı bir çocuğun elindeki balonu kaçırıp babasının son anda yakalaması gibi kaybedilmiş umutları yeşertirdi
Tombul kediler vardır onun sokağında
Kasaplar kedileri kovalamaz
Benim sokağımda kasap bulunmaz
Marketteki et reyonu hangi güne duruyor?
Floresan rengi, soluk ve ölü kıymalar adamın suratına bakar
Berberler
Evet, berberler bir de tabii
Onun sokağında berberler kapı önünü süpürürken herkesle selamlaşır
Benim sokağımda berber müşterisinin asla suratına bakmaz
Nerede onun sokağının berber sohbetleri
Nerede benim depresyon saç traşlarım
O her bitişin bir başlangıç olduğuna inanır
Çünkü o görmemiştir büyük yokoluşları
Benim için bitiş yoktur
Hep biraz daha yoldur
Hiç mecalim yoktur
Çünkü ben görmedim küçük mutlulukları
Hep en yukarı bakarım ben
Merdivenleri görmek istemem
Merdiven demek yorgunluk demektir
Onun sokağı arnavut kaldırımıdır
O daha baştan alışıktır her adımı bir mücadele yürüyüşlere
Onlar ve bizler hep vardır
Hepte olacaktır
Olmalıdır
28 Şubat 2013