‘’Ezanlar yükseldi mazlumun ahıyla birlikte,
Gözler aradı adalet timsali Ömer’i insanlar öldükçe…’’
Yazıyordu duvarda…
Hayat,
Ömür,
Kömür,
Dedi çocuk sesi ağlamaklı,
Baktı etrafına insanlar ağlamaklı,
Önce oyuncağı sonra tabut dikkatini çekti,
Babasını hatırladı;
Sıktı dişlerini sımsıkı,
Gözü yaşardı,
Feryat eden insanları işitti,
O an anlamsızlaştı her şey,
Dili tutuldu adeta…
Bir yaralı daha çıkarıldı enkazdan,
Babasına benzetti,
Sedyedeki adam gülümsedi,
O an zihninde şimşekler çaktı
Babasının az önce öldüğünü anımsadı,
Koştu koştu uzaklara var gücüyle,
Tutamadı kimse elinden,
Ortalık mahşer yeri adeta dedi birisi,
Bu söz kulağında ağırca yankılandı,
Kulaklarını kapattı,
Gözünü açtı baktı insanlara
-Ne oluyor ne oluyor! dercesine-
Takım elbiseli biri tuttu elinden,
Habis duyguları canlandı,
Çekti elini kalabalığa baktı…
Ağlayan bir çocuk daha gördü,
-Kendinden 3 yaş küçük-
Başını okşadı üzülme,
Babamız cennete gitti…
(Akın ÖZER)