Yıkabilirdik tabuları Taptıkları parayı yakabilirdik gözler önünde Dosdoğru durunca yol alabilirdik Belki de yoldan çıkabilirdik, bilinmez Lakin bir eylem lazımdı bize Acaba güdülmeye dünden razı olmasak, Hakkımızı arasak, Ya da bize armağan edilen boyunduruğa Boynumuzu hiç düşünmeden uzatmasak; Taşralarımız dönüşür müydü ki denize? Yanlış anlaşılma, Yalnız kalma pahasına da olsa Konuşabilseydik yüksek sesle Aslında ne kadar da basitti taleplerimiz. Topraklar mayın yetiştirmesin, Kimseler aç yatmasın, Uçaklar savaş için havalanmasın, buydu tek gayemiz. İnsanım, Yeniliyorum her töre cinayetinde akan kanda Eziliyorum altında çaresizliğimin Buz gibi mermer üstlerinde Lime lime doğranıyor ciğerlerim Ant içiyorum herkes gülmeden önce ölmemeye. Yineliyorum, Eğer sulayabilseydik gönlümüzce bahçelerimizi, Çiçeğe durmuştu şimdi ağaçlarımız Hep bir ağızdan, Dilediğimizce söyleyebilseydik özgürlük şarkımızı Hiç kimseyi ayrı tutmaksızın İşte o zaman sıkıntılar işçi paydosları kadar kısa sürerdi Ve tebessümler gerçekte var olan sıkıntılar kadar uzun... Tabii, bittiği yerde olmasaydık sözün!