Müziği dinliyor yalnızca zaman
Algıların kaçınılmazca kör,
Görüyorsun fakat duyumsamıyorsun rüzgarı
Rüzgar sonbahara çalıyor dudaklarında…
Benimle öp şehri imkansız değil,
Yükselebiliriz yeni yetme bir ekim sabahında.
Benimle düş şimdi derinliğine tutkunun
Çünkü henüz bilmiyorsun, rüyaların sığ bile değil…
Ah, tanrı okumasın mısralarımı
Ateşi ıslatmak, veyahut aynı şarkıya
Tekrar tutunmak gibi zira…
Küçük, küçücük akşamdan kalma bu haz.
Elbette yabancı değiliz arzunun gölgesinde soyunmaya,
Elbette yabancı değiliz, gözkapaklarımız hafif uyuşmuş…
Ve tanrım ne olur sen okuma mısralarımı
Onun bedeninde asil ve titrek melodiler
Bedeninde, bilindik bir solonun ritminden
Duraksamadan gelmiş gibi bana
– ah, oysa ki küçücüktü adımları –
Anımsıyorum, bu şarkıyı daha önce de dinlemiştim
Hazzı taşıyor dudak kenarımdan…
Peki kim daha aç günaha?
Kim mahremin yatağına taşımalı ilk orgazmı?
Güzelsin, çok güzel
Koynunda uzanıyor enstrumantal naif bir nota
Koynunda, “Sometimes When It Rains”…
Öpmeliyim terle savaşmış boynunu bir kez olsun
Boynun galip geliyor günahın alevle taşan telaşında
Boynun arzuyla yakıyor tini,
Fakat yabancı değiliz hazzın gölgesinde soyunmaya
Yabancı değilim, tenim hafif ıslak, dokunuyorum notalarına