Suni bir algı oluşuyor: Neymiş yaşam tarzına müdahale, neymiş kutuplaşma en keskin sınırda, neymiş ülkede bağımsız-tarafsız yargı yokmuş!
Ülke adına yapılan bunca güzelliğe gözleriniz kapalı. Kalbinizin ve dilinizin nefret aşılamaktan başka bir işlevi yok. Yaşam tarzı istisnai durumlarda- yani kedini bilmez bir müptezelin münferit davranışı sonucu- güvence altında. İnanmayabilirsiniz! Her yapılan reforma dayanaksız/temelsiz söylemlerle karşı çıkabilirsiniz. Biraz olsun vicdani davranmaya gayret gösterin. Çünkü ülke hiç bu kadar refaha ermedi. Özgürlüğün bu kadar meşru çerçevede yaşandığı devir olmadı; azınlıklara tanınan haklar. Bu ülkenin asli unsuru olan Kürtlere, olması gereken hak ve imtiyazın geri verilmesi…
Okul kitaplarında modern eğitim, gelenek ve göreneklerimizle harmanlanıyor. Tabu haline gelen; sırf muhalif/ marjinal görünmek veyahut içten gelen bir kalp çirkinliğiyle karşı çıkılıyor evrim teorisinin okul kitaplarında çıkarılmasına. Aslında tepeden bakan bir bakış neticesinde; biliminde değişken olduğundan bihaberler. Kesin kanıtlanan bir tez değil üstelik! Bilmiyorlar, doğrunun güzelin insanın fıtratında olduğunu.
Mevta düşmanlığının nasıl büyük bir nefretle kınandığını hepimiz gördük. Bu ülkede zaten hep sağduyu kazanmıştı.
Sindiremiyorlar ülkenin her tarafında güzelliklerin yaşanmasına… Biz ne zaman özümüze döndük, o zaman dünya dizimize çökecek…