iki el ateş – Obsesif Kompulsif Cinayet – birinci bölüm
Bipolar Ebeveyn Yıkıntısı – ikinci bölüm
…
Ron, bilgisayar başında sabahlayan, uzun dağınık fakat güzel saçları olan, kumral tenli, yirmi yaşlarında bir gençti. Uzun süredir yakın arkadaşlar edinmek istiyor fakat sanal alemdeki bilgi duyarlılığı onun her anını elinden alıyordu. O insanlardan daha çok web wikilerine saygı duyan, birilerinin ziyaret edip etmeyeceğine pek dikkat etmeden bloglara uzun uzun yorumlar yazan veri üstadı bir insandı. Monitörlerden dolayı sıkça sulanan gözlerini ödem oluşmaması için rutin olarak dinlendirir, bu seanslarda odasının ışığını kapatarak içeriyi tamamen karanlık bir ortama çevirirdi. Bu seanslarda gözlerini kapatmaz, aksine açık tutmaya çalışarak o tuhaf görüntüyü yakalamayı beklerdi. Ron’un dinlenme seanslarında gözlerinde bir halüsinasyon oluşur, uçan hayali varlık görmeye başlayınca (hayalet vari) seansları sonlandırırdı. Bu duruma kendisini alıştırmış olması hem komiğine gidiyor hem de ona biyolojik bir zaman aralığı yarattığı için yararlı görüyordu.
Ron’un internet üzerinden tanıştığı arkadaşları ve evinden ücretli destek sağladığı bir web support center projesi vardı. Hayatındaki insanlar o projenin müşterileri ve belli sebeplerden dolayı tanıştığı arkadaşlarıydı. Şimdi ise büyük bir can sıkıntısı ile daha çok kişiyle tanışmak ve evinde geçen o sıkıcı, karanlık günlerin karşılığını almak istiyordu. Üniversite eğitimini dondurarak bu projeye girişmiş, iyi bir finans sağlamış ve artık daha çok büyümek istiyordu. Yaklaşık 200 kadar yazılımcıya sağladığı altyapı desteği vardı. Bunlara ek olarak iyi bir çevre yapmış, çok kişiyi birbiri ile tanıştırmış fakat bunlar tamamen sanal dünyada kalmıştı. Dinlenme seanslarından birinde tam sonlara yaklaşırken bir kutlama ile tüm sanal dostlarıyla tanışmak için toplanabileceğini düşündü. İletişim bilgilerini derleyip hepsine önce mail attı ve daha sonra işin ciddiyetinide düşünerek telefon ederek haberdar etti. Central Park’ın yaz aylarındaki muhteşem havası New York’un o yoruculuğunu yine kendi içinde yok etmesi gibiydi. Public bir toplantı istediği için Central Park’ı tercih etmişti. 10 Ağustos tarihinde belirlenen bölgede yaklaşık 120 kişi vardı. Bir açılış konuşması yaparak sebeplerini detaylandırdı ve bu toplantının amacını anlattı. Genç olmasına rağmen, geliri yüksek olduğu her halinden belliydi. Spor kıyafetler tercih eden Ron tam bir beyefendi gibi davranıyor, verdiği davet lüks düğünleri aratmıyordu.
Bu toplantıların devamlılığını isteyen kişiler olmuştu. Çünkü hem eğlenceli kişilerdi, hem de sektörel açıdan birbirlerine yardımları dokunacaktı. O gün davetlilerin birbirlerine olan samimi tavırları bir yana dursun, Ron’a yaklaşarak sevecen bir tavırla tanışmak isteyen genç kız Ron’un utanıp kızarmasına yol açmıştı. Çünkü o daha önce hiç böyle bir an yaşamamıştı. Genç kız bir yazar olduğunu, büyük bir sanal kütüphane projesi geliştirdiğini, bu projede Ron’un oluşturduğu altyapı kullandığından bahsetti. Önce ona teşekkür ederek, tanışmanın büyük bir mutluluk verdiğini belirtti. Çünkü Sanal Kütüphane projesi sayesinde yayınlanamayan kitaplar yayınlanıyor, hatta bir süre sonra kitap satışı dahi yapılabiliyordu. Ron ilk defa kendi yaptığı şeyle manevi bir gurur yaşıyordu. Tanıştığı bu klasik olduğu kadar ilginçte olan genç bayana, kendi yazdığı bir kitap olup olmadığını sorduğunda aldığı cevaplar karşısında çok şaşırmıştı. “Bilinç Takası” ve “Deliren Adliye” kitapları beş yıl önce Flora Math tarafından yazılmıştı ve Ron’un okuduğu nadir kitaplardandı. Ron hayatı boyunca sayfalara pek dokunmamış, okuduğu yirmiye yakın kitabıda bloglarda okuduğu ilginç olaylardan yola çıkarak almıştı.
Ron ilk olarak bu iki kitabı da Flora Math’in yazdığını bu sebeple anlam veremediğini söyledi. Genç kız önce çevresine bakarak onları dinleyen kimse olup olmadığını kontrol etti, ardından sırt çantasını kurcalayarak not defterini aramaya başladı. Maalesef not defterini evinde unutmuştu ve Ron’a bir buluşma teklif etti. Ron’un bu toplantıdan beklentisi yüksekti fakat bu kadarını tahmin etmemişti. Hemen kabul etti. Genç kız heyecanlı bir şekilde “eşinin ölümüne yol açan dul bir kadın sencede ilginç değil mi?”diye sordu Ron’a. Ron genç kızın bu birden değişen tavrına endişeli bir şekilde tekleyerek cevap verdi: “bu ne demek oluyor?” Genç kız Flora Math isminin yayınlanan her iki kitapta geçmediğini muzip bir gülüşle belirtti. Ron daha çok şaşırarak “ben buna dikkat etmemiştim.”dedi. Bu çok zeki ve detayları yavaş yavaş gün yüzüne çıkaran sakin bayan: “benim blogum. ‘Flora Math’in mahkeme savunması’ isimli yazıyı okuyup kitapları almaya karar verdin. O şehvetli savunma seni çok etkilemiş olmalı.” diyerek Ron üzerinde tarifi imkansız bir his yaşattı. Ron neredeyse korkuyor ve heyecanlanıyordu. Belki de ilk defa kendisiyle hiç alakası olmayan iki kitabın içine bu kadar dalmıştı. Olayların kurmaca olmadığını hala farkedememişti. Fakat genç kız buluşmaya gelmesi için ondan söz aldı, adresi bir not kağıdına yazarak Ron’a uzattı ve Central Park çıkışına doğru yürüyerek uzaklaştı.
Notta şöyle yazıyordu:
Pennsylvania Plaza New York, NY – Starbucks
“BAYILAN BİR BEDENİN YALANLARI ÜRKÜTÜCÜ DERECEDE GERÇEKÇİDİR..”
Yazar April Math’in kişilik bozukluğu nedeniyle akıl hastanesinde bulunan annesi Flora Math’in günlüğünden..