Hangi şehirlerde yaşanmışlık,anılar,adımlarımız gün aydınlanır iken kahvelerle izleyiş,hepsi fotoğraflara sıkışmış anısına ihanet eden bir adam bir kadından ibaret.Sanırım kadın ve adamın parfüm kokuları sadece kendilerine özel değil artık,hissedebiliyorum sokakta geçen insanları kokluyorum geçerken ve birden bire cehennemden gelen aydınlık ışık olması gerekir bu biz hep standart olmuşuz sevgilim.Kokularımız dahi bizi ayıran özellikler arasında olmamış.Ayrılık sonrası geçmiş de yaşanan sözler aklına geliyor mudur acaba?Sanırım aylar sonra benim aklıma geldi.İlk “pansiyon” duvarlarına sana ait şiirleri yazacağım.Bu ilişkinin tek ayrılık kuralıydı ki yazdım ve sözümde durdum.Sevgilim pansiyonlar milyonlarca insanın iz bıraktığı yalnızların durağı olmuş çok ufak bir yer.Gudubet sarmış kokusunu ve yıkık banyolarını saymasak gayet iyi.Pansiyonlar insanların ruhuyla oynuyor adeta bunu öğrendim.Duvarlarda x,y isimli kişilere ait eski şairlerden alıntılar var sanırım bu ayrılık kuralını koyan tek çift biz değiliz.İtiraf etmeliyim ki yağmur sonrası en yakın kaçmam gereken pansiyon olarak burayı seçmem bir tesadüf uğruna gelişecek olması gayet hoş durdu.Pansiyonun küçük balkonuna çıkıp hava almak istedim zira tek oda sigaradan beni boğacak duruma getirdi.Şehir çok sessiz bir kaç evin ışığı aydınlanmış durumda sanırım gecenin köründeki en değerli insanlar onlar benim gözümde uykusuz ve anlatacak çok şeyleri var.Karşımdaki binadaki camda gaz lambası kullanan güzel insana merhaba yaptıktan sonra içeri girdim ve uyumak için müziklerimi açıp zorladım ince fikrimi bedenimle.Sabahın körü ile kavga eden çiftin sesiyle uyandım,kavgaya tutuşmuş aceleci insanlar işine yetişmek için çabalayan sert suratlı insanlar.Pazartesi günü hep mi suratlar asık,sinirli tavırlar sergilenir.Palyaço karşılıyor kapının ağzında beni -Kahvaltı yapar mısınız? Tebessüm oluşturdu yüzümde başımı eğerek onay verdim fakat kahvaltıya katılmadım zahmet vermek istemedim o güzel palyaçoya.Kapımı kitledim gözüme masanın üstünde “tanrı hepimizden nefret ediyor”adlı romanı iliştirdim gözüme.Ne garip pansiyon!Güzel tuhaflığı olan bir pansiyondu,pansiyonlar.Californication hayranı olarak kitabı tek solukta okuyup yerine bıraktım ve hatta üzerine “charles bukowski-sıradan delilik öyküleri”romanını ben bırakarak katkıda bulunmak istedim.Pansiyonlarda yeni akım başlattık sanırım “Pansiyona bir kitap da sen bırak be güzelim” adlı akımı başlatmış bulunmaktayız.Sanırım düşüncelerle delirme yeri olarak buralarda bir günden fazla kalınmaz sevgilim,şiir görevimi tamamlayıp çıkıyorum.
Kapının arasında gülüşler
Tıpkı gidişindeki anlamsız heceler
Ateş var sanırım kışı sevmiyor bu coğrafya
Gidişine isim olarak başka kollar dedik
Uyanmak yerine göre anlamsız geliyor ey ruh
Adını bilmediğim bir fahişe belirdi kim ki bu ruh?
O olmayınca anlamı yok sanırım düzenin
Şimdi tek başına seyretmekte güneşi.