neden savaştığını bilmiyor
eline silahını almış
göz göre göre gidiyor ölüme
atalarının birer birer gittiği yere
gözlerini yaşlar basmış
buğlu buğlu bakıyor
etrafı dehşet saçıyor görenlere
göz gözü görmüyor
her yer kan içinde
geride bıraktığı sevgilisi aklında
önünde vahşet tecelli ediyor
düşman demişler ona
vuruyor düşünmeden, duraksamadan
uykusuzluktan kızarmış gözlerini kırpmadan
geçen ufak bir an
şimdi karşıdan yokluk bakıyor
geceleri askeri uykusundan ediyor
vicdanı azat edilmiş
öldürmeyi görev bilmiş
ölmeyi kabullenmiş
kan kokuyor kan buram buram
insanlık artık çok uzak bir makam
içgüdüleri önderlik ediyor ona
sırtlanlar sarılmış boğazına
atılan son bir çığlık
kararıyor dünyası
ışıklar bir bir kapandı
neden yaşadığını bilmeden
neden öldüğünü bilmeden
bitmez yollara gider
ah zavallı küçük asker