Verin benim elime duvarda ki asılı duran kamçımı
Öfkelendim kırbaçlayacağım âlemin suratını
Bir topaç gibi döndüreceğim onu olduğu yerde
Akıp gitmeyecek su gibi geri dönecek battığı yere
Batıdan doğacak güneş tersine akacak zaman
Hastalar iyileşecek yaşlılar dönecek gençliğine
Doğmamış bebek yepyeni bir dünya bulacak geldiğinde
Ağlamadan sızlamadan sarılacak annesinin memesine
Çok geçmeden varacak Âdem’le Hava’nın doğduğu güne
Yeniden sekilenecek dünya Güneş’in sıcak öncülüğünde
Kıskançlık edip öldürmeyecek Habil kardeşi Kabil’i
Kardeş kardeşe silah sıkmayacak hiç kan akmayacak
Bilmeyecek kişi kardeşin kardeşi yok yere boğazladığını
Kavrayacak aç açık varken silah üretmenin mantıksızlığını
Aslan kaplan sırtlan ve çakal paylaşacak Ceylan’la kırı
Kartal, şahin, atmaca ve yılan kapmayacak uçan serçeyi
Çiçek hiç solmayacak dört mevsim yazda kışta baharda
Dört mevsim taze meyve olacak her cins ağacın dalında
Kıta’dan Kıta’ ya her yaz göç eden ördek turna ve kaz
Aç, susuz ve de açıkta kalmayacak uzun göç yolunda
Tersine dönerken dünya kendini çok sorgulayacak insan
Kullanacak beyninin her hücresini gizemli dört bir kösesini
Alacak eline yüreğini koyacak aynanın önüne geçmişini
Dert etmeyecek Cennet mükâfatı Cehennem korkusunu
İhtiyaç kalmayacak kıyamet gününü bekleyip durmaya
Dünya’da yasayacak dört mevsim cennet ve cehennemi insan…
NK