Her iki temmuzda aynı dizeyi söylüyoruz.
“Yangın kavmindeniz ,ne giysek alev”
Biz jeoploitik önemimiz bakımından yıllarca hristiyan lobisinin hain zalım kupmasları ile haşır neşir olmuş kavmin çocuklarıyız. En azından bu çimento ile harmaya çalıştılar bizi bu topraklarda yüzyıllarca. Savaşı, ölümü bir Afrika’lı kadar metanetli karşılayabilmemiz tam da bu dayatmadan mütevellit işte. Herkes bizi yemek istiyor. Bu paranoya ile bir arada tutulmaya çalışıldık. Aklımız fikrimiz bölünmemek de … İnsanlar ölsün gerekirse sürülsün mutsuz olsun falan ama bölünmeyelim.
Senden benden ibaret olmasına ragmen, bu kadar gözümüzün önünde durmasına ragmen devlet denen doktrine böyle bir kutsallık yüklemek ve devletin bekasını bir canın huzurundan mühim sanmak gafleti…
Burnumuzun dibinde ortadoğu şekilleniyorken doğru bir okuma yapamamamızın sebebi de bu ego işte. Bu kendini beğenmişlik bizi pervasiz bir özgüvenin tutsağı yapmış. İçi boş bir kabadayılıkla geziyoruz tarihin sayfalarında. Astığı astik kestiği kestik bir eda ile korku salıyoruz her farklı kimliğe. Bak halbu ki tek millet veya mezhebin hegomanyasında kurulan çok kimlikli devletlerin hepsi dağılıyor. Ya dağılarak ya da barışarak özgürleşiyorlar. Ulus devlet diye ağladığınız teoriye ayrılan sürenin sonuna geldik beyler bayanlar görmezmisiniz. Götünüzün dibinde homoseksüller de özerk yönetim kuracak bir gün geldiğinde. Özgürlük öyle meret bir şeydir ki bir kez girdimi kana sen ne edersen et o yama dkiş tutmaz artık.
35 yıl bir adamı bakir olma konusunda kandırabilirsin ama bir kez sevişmeye görsün…
Ortadoğu’da yükselen bu yezidi tutumdan korkan muhafazakar türklerin Rojava’da ki kürt hareketinden medet umar hale gelmesi… Bu karışık denklem bir acizlik değil tarihin zaruri tekrarıdır. Gerçeğin, sanal siyasi söylemleri sildiği yer burasıdır.Biz bundan gocunmamalıyız, kürtler bu durumdan böbürlenmemeli. Biz beraber olmamız gerektiğini tarihin bize bunu anlatmaya çalıştığını görsek kafi.
Demokrası sandığa indirgenmemeli sokağa inmeli…
Derdim Ortadoğu analizi, kürt güzellemesi, sulu demokrasi aşkı değil… Yarın 2 Temmuz. Bu gün yuhaladığımız bu selefi mantığın türkiye de karşılığı yok hiç de olmadı yalanı ile Tayyip’e yalaklananlar hatırlasın istedim. Maraş, Çorum olayları falan değil. Taze. Daha dumanı üzerinde. O lanet duman hep üzerimizde. O günden beri. 2 Temmuz… Size insan diyemiyorum.
İslam’ın bu eli kanlı kendi iç savaşı, bu pis rant kavgası bu gün insanların ölümüne sebep veriyor. Halifelik ilan edecek kadar akıllarını yitirmiş olmaları her şeyi gösteriyor zaten. Ve içten içe bunları desteklediklerini bildiğimiz, ama sır gib isakladığımız bir devletimiz var. Aslında dışarda, kürt ve alevi soykırımı yapan unsurlara mesafe koymayarak devlet baba biz ülke içindeki kürt ve alevilere aba altından sopa gösteriyor. Ama yemezler canım. Artık yemiyoruz bak. Ağlak anmalardan çok coşkulu anmaların sebebi bu. Özgüvenimiz yerine geliyor kimliklerimizle barışıyoruz. Bir gün savaşa savaşa diğer gün sevişe sevişe…
Tarih 2 temmuz, aklıma hep aynı dize geliyor.
“Yangın kavmindeniz, ne giysek alev”
Sizden korkmuyoruz, sadece sevmiyoruz sizi.
Çirkinsiniz.