Dünya zor bir yer. Sizi yaralar, yorar, kırar yer yer parçalar ve bazen de sevindirir. Dünyanın gerçekliği sizi boyar. İstemedğiniz tonda bir renge boyanırsınız. Neşenizi kırar, dünya. Sadece o değil tabii ki, kendi cehaletiniz de varsa ellerinizde üstüne birde karışırsınız. Karışık bir yün yumağı haline gelirsiniz. Oysa o yünle sevdiğinize soğuk günlerde takabilesin diye atkı örecektiniz. Niyet ne kadar iyi. Sonuç karıştınız. Düğümler üstüne düğüm attınız kendinize. Eğer nerde ne zaman düşüneceğini, davranacağını bilemeyen cehaletle boğuşan bir çocukluğunuz varsa ve sizi seven adam belkide bir zamanlar sizden daha detaycı ve derinse gözlerinizle inşaa ettiğiniz o büyük sevginizi ellerinizle yıkarsınız. Bazen duygularımız o kadar yorulur ki güveniniz kalmaz karşıdakine. Ben güvensizliği kendine soyadı gibi işlemiş bir olarak konuşuyorum. Genelde kırgınlığımdan yaptığım tüm hatalar. Elimle özenle dizdiğim tahta legolarımı tek hamleyle yıktım.
Sevgi ben cehalet içinde boğuşan bir çocuğum. Hatalarımdan acı çekerek büyüyorum.Bu benim neşemi kırıyor. Tamam dünyasal gerçekliklerde var. Para kazanmak, geçinmek gibi. Eskiden de vardı. Farklı değildi. Eskiden gülücüklerim vardı sana hata yapmadan önce. Sonsuz ölçülemeyecek boyutsuz bir sevgim vardı. Bizi besleyen sevgimiz vardı. Tamam karamsar bir yapımda oldu. Yalan değil çok korkağım. Her şeyden nem kapan bir yapım var. Korkularım, cehaletsizliğim yıktı bizi. Tüm bunları bilsem neye yarar di mi ? Biz kaybettik bizi birbirimize ulaştıracak bacaklarımızı, birbirimize sarılacak kolları. Engeller içinde kendimizi sevgimize boğduk. Üstüne kendi engellerimize başka insanları refakatçı kıldık. O kadar yaralıydık ki hemşirelerimiz vardı yanımızda. Onlarıda çok sevdik. Ben o kadar alıştım ki bize kıymaya, biz demiyorum ben. Tezatlıkda burda etrafıma da o denli özveriliyim. Özür dilerim, bizi koruyamadığım için. Keşke senin ellerin benden büyük olsaydı. Tüm engellerimize rağmen kalbim senin sevgine engel tanımadı. Kalbim bu engeli tanıyamıyor. Söz dinlemiyor, dinletemiyorum. Sadece gizli gizli atıyor.
Artık acımasızlaşmaya başladın. Lütfen böyle olma. Ne durumuma acı ne de acımasızlaş. Ben sana hiç kötü bir söz söylemedim. Sadece yok olduğuna inandırmaya çalıştım kendimi.