Ne yazabilirim bilmiyorum. Kendimi ifade edebileceğim, pek fazla kelime bulamıyorum. Ne yapıyorum? Neden yapıyorum? gibi soruları sıkça sorduğum günlerde, farklı bir soru çıkageliyor zihnimde ki karanlıktan… Neden yaşıyorum? Bulunduğum depresif ruh halinden çıkmaya çalışsam da sanki görünmez iplerle bağlıyım, kaybetmişlik sandalyesine.
Hiç yapmayacağım şeyler yapıp, hiç söylemeyeceğim sözler söyledim. Sonu baştan yazılmış bir filmin, ‘sonunu’ merak ederek izledim. Her bir sahne, sonun ne olacağını bağırırken, ben farklı bir sona inanmakla meşguldüm. Beklediğim son bu olsa da, olacağına inandığım son bu değildi.
Şimdi umut dağından aşağı düşmüş haldeyim ve hayallerim kırık.
Söylediğim gibi, ne yazacağımı bilmiyorum. İlk kez ringe çıkmış bir dövüşçü gibiyim. Kuralları, olacakları ve diğer birçok şeyi biliyorum. Tek bir şey hariç. Ne yapacağım konusunda bir fikrim yok.
Kendimi üzmeye devam mı edeceğim yoksa hiç olmamış gibi mi davranacağım? İçimde ki yangını göz yaşlarımla mı söndüreceğim, yoksa yangını daha fazla mı alevlendireceğim?
Vaz geçmek bana göre olmasa da, sanırım artık zamanı geldi. Gerçi bu söylediğime kendim de inanmıyorum lakin başka seçeneğim de yok gibi. Hayatımda ki güzel olan tek şeyi kaybettim. Boktan ve klişeleşmiş zamanlarıma geri dönebilirim artık.
Esenlikle kalın…