Adım adım yaklaştı, bir yarıştı,
Hayatı…
Önünde gidilecek bir asır yol vardı.
Tam ortasındaydı, bilemiyordu, kestiremiyordu.
Tek bildiği bilmeden yaşamaktı, sıraya koymak mıydı hayatı?
Yoksa bilinmezlik içinde savrulmaya mı niyeti vardı?
En güzel yıllarıydı şimdi değil de ne zaman yaşayacaktı?
Korktuğu kimdi? İnişli çıkışlı yokuşlar mı?
Yoksa onları bir çırpıda geçip hayatı sıfırlamak mı?
Bilmiyordu büyüdükçe yorulacağını, ne yapsaydı ölüm mü kurtarsaydı, ya sevdikleri ne olacaktı?
Bilmiyordu.
-Çok şey biliyordu hayatın bilinmezlik olduğunu biliyordu.Hayattı bu planlayamazdı.
Ne yapsaydı? Sıraya mı koysaydı? Hayat bu! Acımaz, avuçlarından alırdı.
Avunuyordu, avutuyordu onları.Sabr diyordu ‘sabr’ ya kendi ne yapıyordu? İnsanoğlu bu savruluyordu.
Bilinmezlik içinde.
Adını bilmediğim adımlarım, nereye savuracaksın beni?
Bilinmezliğe…