Genç Yazı Ailesinin yazarak, Okuyarak rahatlayan mensuplarına, Ülkü Çolakçoban’ın ilk Romanı; AiLEVİ tanıtma fırsatı verdiği için teşekkür ediyorum. Çok hassas bir konu olması dolayısıyla da konuyu daha fazla uzatmayıp yeni romanı hakkında yaptığımız söyleşiyi Siz değerli okurlarımıza sunar Keyifli okumalar dileriz.
Bize biraz kendinizden söz eder misiniz?
Sabırsız, heyecanlı ve hayalperest benim için doğru cümleler olmalı. Çağın gereklerine uyum sağlamaya çalışan gelenekçi bir yapım olduğunu söyleyebilirim. Bu 90’lı yıllarda çocuk olmamdan da kaynaklanıyor olabilir. Kim bilir belki de bunun çağ ile değil tamamen büyümem ile alakası vardır. Genel olarak neşeli bir kimliğe sahip olduğum söylenir dostlarım tarafından.
Biraz da romanınızdan bahseder misiniz?
Ailevi; Sünni mezhebine tabi bir genç kız ile Alevi mezhebine tabi bir gencin arasındaki ilişkiyi anlatan bir yazı. Ailevi için sadece bir aşk kitabı demek sanırım içeriğine haksızlık olur. Daha çok Sünni kesimin Aleviliğe bakış açısı, Alevilik ile ilgili yanlış bilinen doğrular ve böyle bir aşkın karşısındaki engelleri ele alıyor. Biraz aşk, biraz inanç, biraz da hayat içeren bir roman olduğunu söyleyebilirim.
Neden Alevilik?
Alevi ve Sünni mezhebi yüzyıllardır içe içe yaşayan aynı zamanda birbiri hakkında yalan yanlış efsanelere inanan aynı dine mensup iki farklı mezhep. Aslında bu kitabı yazmadan önce kurduğum bir cümleydi . Şimdilerde ise aralarında zannettiğimiz kadar büyük farklar olmadığını çok daha net gördüğümü söyleyebilirim.
Ne yazık ki insanlarımız bir şeyleri araştırıp öğrenmek yerine kulaktan kulağa yayılan sözleri ciddiye almayı tercih ediyorlar. Bu birazda toplumun yanlış yönlendirilmesinden kaynaklanıyor olabilir. Bu ayrımdan dolayı ilişkilerine son vermek zorunda kalan bir çok insan ile de tanışma fırsatı buldum.
Toplumun bu konuda fazlasıyla eksiği olduğunu düşünüyor olmam kitabımın içeriğinin Alevilik olmasını sağladı.
Peki, bu yolculukta ne zaman ben artık yazarım diyebildiniz?
Şu an için sadece yazdığımı söyleyebilirim. Yazı yazarken kendimi her zaman daha özgür ve sınırsız hissediyorum. En başında sadece yazmanın yazar olmak için yeterli olduğunu düşünürdüm şimdi ise her şeyin yazarak bitmediğini görüyorum. Öğrenmem gereken çok şey var ve ben henüz yolun çok başındayım.
Yazar olabilmek için sanırım daha çok yaşamalı ve hissetmeliyim…
Böyle bir kitaba toplumun tepkisi sizce nasıl olur?
Toplumun böyle bir kaynağa ihtiyacı olduğu görüşündeyim. Raflarda Aleviliği anlatan onlarca kitap var ama sanırım toplum olarak aşk ve şiddet içerikli konulara çok daha fazla ilgiliyiz. Belki de bu sebepten dolayı hak ettikleri ilgiyi göremiyorlar. Çaresizlik içinde kıvranan iki gencin hikayesi eminim insanların ilgisini çekecektir. Bir çok insan bu sayede Aleviliği tanıma fırsatı yakalayacak. Kendine yarar sağlayan bir kitabı okuyan kişinin tepkisinin olumsuz olması bence mümkün değil.
İlk romanınız “ AİLEVİ” Bu hikaye de sizden neler var?
Bir hayatı baştan sona anlatıp kendinden hiç bir şey katmamak mümkün olamaz herhalde. Fakat burada sanırım tam tersi oldu hikaye bana bir çok şey kattı.
Bu hikaye de ben yokum ama baştan aşağı ben!
Yazmaya nasıl başlarsınız?
Cebimdeki kelimeleri önüme dökerim ve içinden ihtiyacım olanları seçerim, arada bir kahvemden bir yudum alarak sırasıyla cümlelerimi kağıda dökerim. Bazen hafif bir müzik çoğu zaman sessizlik bana eşlik eder. Hepsi bu kadar.
Romanınız artık raflarda neler hissettiniz?
Heyecan verici ve çok özel bir his. Kendi duygularımı, düşüncelerimi bir kitaptan okumak oldukça ilginç bir deneyim. İnsanların bu kitaptan faydalı bir şekilde yararlanacağını bilmek ise ayrı bir keyif. Kitap yazmış olmak her haliyle olağanüstü bir duygu. Fakat en özeli ise dünyaya kalem izimi bırakmak…
Kitabınız için Edebi bir eser diyebilir miyiz?
Kitabımın bir çok okurun dikkatini çekeceğini ve okumaya değer bulacağını düşünüyorum fakat edebi nitelikli bir eser diyebilmem için ciddi anlamda edebiyat süzgecinden geçmesi gerekiyor.
Kitaptan ilginizi çekebilecek içerikler…
“Belki yüzyıllardır süren bu düşünceleri değiştiremezdim ama en azından bir kişiyi dahi bunun iftira olduğuna inandırmak vicdanımın sesini biraz olsun susturmaya yeterdi.”
“Tam karşımdaki duvarda Atatürk portresi ile Hz.Ali’nin portresi yan yana bulunuyordu. Adını koyamadığım bir sebeple Hz. Ali’nin portresini görmek beni rahatsız ediyor.ediyor. Hz Ali bizim içinde çok önemli ve değerliydi. Hiç şüphesiz bizde Aleviler kadar çok seviyorduk onu fakat resmini görmek içimi ürpertmişti. Yoksa söylenenler doğru muydu? Aleviler Hz. Ali’yi ilahlaştırmış mıydı?”
“Daha öncesinde de kız arkadaşlarım oldu. Beni deliler gibi seven, uğrumda her şeyi göze alabilecek sevgilim beni Alevi olduğum için terk etti. ‘Senin için ölürüm’ diyen dostlarım, Alevi olduğumu öğrendikten sonra ortadan kayboldu.”
“Bize bir ömrü yaşama fırsatı tanırlar mıydı? Kendi geleceğimizi seçmemize izin verirler miydi? Tüm ön yargılarını bir kenara bırakıp birbirlerini tanımayı anlamayı seçerler miydi?”
Neden kitabın ismi “AİLEVİ”?
Bu hikaye kimine göre “ailevi” fikir ayrımı, kimine göre de “Alevi” fikir ayrımı. Aslında başlık tüm hikayeyi özetliyor…
Online satın alabileceginiz adresler;
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=689835
Yayın Yılı: 2014
Kitap Kağıdı
366 sayfa
13,5×21 cm
Karton Kapak
ISBN:6054981106
Twitter; @ulkuolakoban
Yayınevi; Yankı Yayınları