Hava atmak yerine, dışarıya kadar çıkarak biraz hava alsaydık, burnumuz bu kadar büyümezdi, bir nefes alarak kendimize gelirdik.
Güneş doğarken gölgeye kaçmak yerine ışığından faydalansaydık, şimdi aklımız fikrimiz karanlıkta kalmaz, sözlerimizle aydınlık olur önümüzü görürdük.
Bizler sevdayı kızlarımıza isim olarak takmayı bildik, sevdanın birbirimizi sevmek olduğunu bilmeyerek deva olmayı unuttuk, sevdasız sevmelerle uçurumlara düşerek ayrılıkların karanlığında yaşamayı seçtik.
Hastaneler de röntgen filmi çektirince kendimizi başrol oyuncusu sanıyoruz ve hayatın verdiği rolü oynamak yerine, hayata karşı artistlik yaparak Oscar kazanacağımızı sanıyoruz.
Elektrik kesilince camdan bakarak acaba herkesinki mi kesildi diyerek bakan bizler, evimizde mutsuzluk var olunca neden camdan dışarıya bakarak herkesin mi mutsuz olduğunu anlamak için bakmıyoruz? Herkesin mutlu olduğunu neden bizim mutsuz olduğumuzu anlamak için camdan dışarıya neden hiç bakmıyoruz ve mutsuzluğumuzun bize ait olduğunu kendi elimizle evimize konuk ettiğimizi anlamak için acaba? Velâkin ki herkes mutsuz diyelim mutlu olmak için neden evlere sevgi hattı çekerek herkesin mutlu olması için çaba sarf etmiyoruz?
Mehmet Aluç