İnsanı yaratan Allah C.C. aynı hamurdan yaratırken, kimine az cevher kattığı kimine çok cevher kattığını söyleyemeyiz, insan doğduktan sonra Allah C.C. sunduğu İslam iman cevherini insan alarak takva ile süslenerek mayasına altın cevherini katar. Yoksa bir yönetici doğuştan yönetici olsun diye doğmamıştır kaderinde yönetici olmak vardır lakin o İslam’la iman cevherini almamış ise, normal bir insandan hiç farkı yoktur. Farklılık üstünlük takva iledir. Mayasına takvayı katan, çocuklarının da mayasına takvayı katmasını sağlayan olacaktır, aslında takva başkasının eliyle mayaya katılmaz, katılmasının gerekliği anlatılır sağlatılır, takva alınır kendi elleriyle mayasına katılarak, takva sahibi olunur o halde, takvanın güzelliği nimeti farklılığı hissettirilir, alan alır almayan almaz sıradan insan olur. Teneke altın olmaz altında teneke olmaz, ilk bakışta bu âlemde altının değeri anlaşılmaz, teneke olan altın sanılır, altın olanın kıymeti bilinmez lakin İslam iman alınınca gerçek altın bulunmuş, teneke olan her değersiz şey çöpe atılmış olur. Bu nedenle yönetici olan bir baba çocuklarını yönetici yapmak için uğraşırken, takva sahibi bir babada çocuklarını da takva sahibi olması için uğraşacaktır. İnsan eline neyi alırsa onu bir değer sanırsa, o değer üzerinde yaşayan olacaktır, bu nedenle iyi bakmak görmek anlayan olmak görevimizdir.
İnsanları sonsuz bitmez hazine olan takva var iken, teneke tunç değerinde olanla bizi kandıran dünyanın peşinde koşarsak, kazanacağımız teneke tunç olacaktır. Haliyle değeri olmayanı değerli görmemizi sağlayan, bizim görüşümüzü anlayışımızı hiçe sayan dünya, kendi bakış anlayışını bize empoze etmeye çalışırken kazancımız olmayacaktır. İslam ise bize değeri hiç bitmeyen takva ile süslenerek dünyamızı süslememizi isterken, bu süsün herkes için aynı değerde olmasını isterken, sadece kendi çıkarı için tüm süslemeler benim olacak diyenler, bu takvaya ait olan yolu kapatarak, bize fazla bir değerinin olmayanı dünya ile empoze ederek, tüm güzelliğin kazancın sadece kendilerinin olmasını isteyerek bizi yanlışa yönlendirmeye çalışacaklardır. Lakin her zaman takva üzerinde yol alanlar kazanacaktır bunu da bilmiyorlar. Yıllardır yanlış masal ile büyüyen çocuklar büyünce haliyle yanlış yolda ilerlemeye devam edecek, takva ya ait olan yola girmeyecek es geçecektir. Diye bilirsiniz ki bu yanlış masalın anlatılmasına neden izin veriliyor, bazen izin verilmiyor bazen de elden bir şey gelmiyor, bizlerde doğru masalı anlatarak insanların yalanla doğruyu bulmasını kendi başarısına gayretine bırakarak görevimizi yapmış oluyoruz. Biliyoruz ki, din de zorlama yoktur.
Bu zorlamamanın olmaması insanın kendi iradesiyle seçerek kazanması ve kaybetmesinin kendi elinde olduğunu insanın bilmesi ve yarın hesap gününde bunu kendi seçerek bu iyi ve kötüyü kazandığının söylenmesi ve hatırlatılması içindir. İnsanları empoze ederek, bir izimle dizginlemek hiçbir zaman çözüm sağlamamış hep kaos ve yıkıma götürmüştür, insanı dizginleyecek olan İslam imandır, oda kendi eliyle seçerek alması fayda sağlayacak ve kendisini dizginleyerek, uçurumlara düşmesini engelleyecektir. Diyecekler ki bir hırka bir tas çorba senin neyine, o zaman dememiz gerekir ki diyebilir isek ulan utanmaz arlanmaz o kadar aç insan var iken onlarca kasada o altınların paranın ne işi var, ey doymaz o kadar mal mülk mezara sığmaz dağıtsana aç insan kalmasın diyebiliyor muyuz bu önemli… Diyemiyorsak ta takva ile yaşayarak kazandıklarımızı paylaşarak o açgözlü zalimlere gereken cevabı da vermiş oluruz, önemli olan niyet ve cevaptır, vesselam.
Devam edecek inşallah
Mehmet Aluç
TAKVA : Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getirme, züht.Allah’tan korkma. Allah korkusuyla dinin yasak ettiği şeylerden çekinme.