Bugün Allegra ile Pasifike açıldık. Aslında ,her gün yaptığımız şeyi hep farklı şeyler yaşayarak tamamlıyoruz. Kıyılar fazla serin olur burada. Hele ki Pasifik sinirlenip dalgalanırsa sormayın halimizi. Bizimde baraka pasifikin kıyısının yaklaşık 869 metre uzağında olduğundan ,yani tam tamına 1000 insan adımı uzaklıkta olduğundan üşüyoruz.
Her neyse , kıyıdan açıldığımızda Allegra bana şöyle dedi ;
‘Gökyüzünün maviliği suya yansıyarak okyanuslar , denizler mavi oluyorsa ; hava karardığında neden su siyah olmuyor?’’
Dudağımın kenarında kıvrılan ve gayet eğreti duran bir gülümseyiş bıraktım Pasifike.
Boğuldu o gülüş , hiçbir şey diyemedim.
Açıldık , hava biraz dağınıktı. Kıyıdan yaklaşık 400 metre uzaklaştık ; kayığımız 2 kişilikti.
Ben ve Allegra.
Hayat ölüm ile sınırlandırılmıştı , ne garip ve ne alçakça.
Bunu gökyüzü karardığında , yağmur damlaları yeryüzüne öldüğünde anlamıştık.
Öyle bir yağmur ki , sanki Pasifik gökyüzünden yağıyordu. Biz , gökyüzünde kayıkla açılmıştık.
Kayığımız 2 kişilik sanıyorduk , halbuki yağmur damlaları da sığmıştı hemde milyonlarca.
Vücudumuz sırıl sıklam olmuştu , ben Pasifikin içinde böyle ıslanmamıştım.
Halbuki Pasifikin 45 km derinliğinde gibiydik. Allegra , korkmuştu. Belli etmemek için , ağlıyordu.
Derken , kayığımız yağmurun etkisiyle ters döndü. Ama biz hala üzerindeydik.
Pasifik , maviydi hala. Gökyüzü kapkara olmasına rağmen.
Neyseki , batıyorduk ait olduğumuz yere doğru Allegra ile.
Kayığımız , bizden ayrı diyarlara yol açmıştı. Belki , başka birilerine ev sahipliği yapar niyetiyle.
Biz ise Allegra ile Pasifikin 67 km derinliğinde balıklarla tanışmıştık.
Mercanların içinden çıkan inciler ile kolye yapmıştım Allegraya.
O’nun ağlaması Pasifikin sularını daha da derinleştiriyor , mavisine mavi katıyordu.
Yani diyeceğim o ki ; Allegra mavi ağlıyordu. Gökyüzü karanlık olsa bile.
Bulutlar karanlık olsa bile , gökyüzü halen mavidir ; unutma.