Bölüm 15: Eylem’ iyor muyuz? -3
Sabah 8.30!
Yeşil Gocuklular Grubu!
Cumali’yi fakülte otoparkına getirdiler.
İlke:
“İşte, kendini kanıtlama fırsatı. Hedefin, Halit’in gri arabası!”
Cumali:
“Amacımız ne?”
Onay:
“Haksız kazanç! Garibanı emikleme!”
Cumali:
“Anlamadım?”
Mürşit:
“Yaz okuluna verdiğimiz paralarla aldı arabayı. ‘Onda bizim de hakkımız var’ dedik. ‘Biz de kullanalım’ dedik; karşı çıktı!”
İlke, bira şişeleriyle dolu kasayı duvarın üstüne koydu.
Cumali:
“Hepsini siz mi içtiniz?”
Onay:
“Engin ile Bektaş’a verdik. Sünger gibi emdiler!”
Cumali:
“Neredeki onlar?”
İlke:
“Kemerle dekanı kovalıyorlardı. Bizimkilerin stajını kabul etmemiş!” Mürşit:
“Konuya dönebilir miyiz? Bana bak, mühimmatı ziyan etme sakın!” Cumali, saklandıkları duvara çıktı. Gelen giden var mı diye bakındı.
İlke:
“Hadi aslanım, kanımızı yerde koma! Mazlumun ahını çıkar aheste aheste!” Şişelerden sarkan bezleri tutuşturdular. Kasayı kucaklayıp Cumali’ye verdiler.
Cumali, sabaha kadar yaşadığı koşuşturma yüzünden iyi uyuyamamıştı. Zar zor ayakta duruyordu. Kasayla birlikte doğrulmaya çalışırken dengesini kaybetti.
“Çekilinn!”
Mürşit:
“Dikkat ett!”
Cumali’nin ayakları havaya geldi. Kızların üstüne düştü! Grup üyeleri, saniyeler içinde alev topuna döndü.
Karakol!
Cumali ve arkadaşları yanık hâlde komiserin karşısındaydı. Odayı is kokusu sardı.
Komiser, misafirlerini süzdü. Eskilerden birilerini tanımaya çalıştı. Kızlar yabancı gelmemişti. Cumali’nin yeni katıldığını fark etti. Komiser Fevzi:
“İyice azıttınız ha! Karakola tur mu düzenliyorsunuz ulan? Otobüs mü kaldırıyorsunuz kızım? Bu hafta üç oldu!” Cumali’nin önünde durdu:
“Hele sen! Arkadaşlarını kundaklamak nedir ulan, ayarsız it? Senin yüzünden karakol kızarmış et kokuyor. Şuna bak, mangala gelmiş gibiyim!”
‘Zıırr, Zıırr!’
Komiser, masaya uzanıp ahizeyi kaldırdı: “Efendim? Azad sen misin?” Cumali ‘Azad’ ismini duyunca rahatladı.
“…İyi! Ne olsun, hep aynı tantana… Kim, Cumali mi? Bir saniye, Cumali hanginiz?” Yerinde bir soru değildi! Aralarında tek erkek vardı zaten. Ama Cumali usulen elini kaldırdı.
“…Evet, burada! Ya, demek kardeşin sayılır… Merak etme, ben ilgilenirim… Sen de, hoşça kal!” Ahizeyi yerine koydu:
“Tamamdır gençler! Cumali kalsın diğerleri çıksın. Akıllı olun öperim yoksa!” Kızlar, Cumali’ye birer bakış fırlatıp çıktı.
“Cumali, geç otur şöyle! Demek Azad arkadaşın?” Cumali’nin ilk andaki gerginliği gitmişti.
“Erol!”
Memur Erol, kapıyı tıklatıp içeri girdi. “Buyurun komiserim?”
“Bize iki çay getir! Bir de yemek söyle. Misafirimiz var.”
“Emredersiniz komiserim!”
Cumali, koltuğa oturup sırtını yasladı. Güvende olduğunu hissetmişti.
—Sonraki Bölüm—
‘Son Üç Gün!’
Yasin Numan Yılmaz