Bölüm 3: Teyzeler!
“Cumali, bal kabağımm!”
Aylar üçer, beşer geçti!
Cumali, komşuların sorularından sıkılınca mahalleden uzaklaştı.
Ufak tefek işlerde çalışmaya başladı. Hem harçlığını çıkarıyor hem de bir şeyler öğreniyordu.
Günü erken bitirince eve geldi. Kapıda terlik kalabalığını gördü. Hepsi de otuz beş, otuz altı numaraydı!
Gün sırası, bu hafta annesindeydi!
Kapıyı açıp girdi. Kısırın ve muhabbetin dibine vuruluyor; gıybet su gibi akıyordu! Belgin:
“Aha, bizim oğlanda geldi! Hoş geldin yavrum. Günün nasıl geçti, yoruldun mu?”
“…”
Cumali doğruca odasına gitti.
Belgin, komşularına mahcup oldu. İstifini bozmadan yerinden kalktı.
“Cumali, bal kabağımm! Annene biraz yardım eder misin?”
Cumali, asık suratla teyzelerin önünden geçip mutfağa girdi.
Belgin:
“Gel benim yakışıklım! Annene azıcık yardım et! Meryem abla, dolmadan almadın. Bak görüyorum buradan. Senin için yaptım!”
“Alırım kız, tamam!”
Mutfak!
Cumali, mermer tezgâha yaslandı:
“Ne var, niye çağırdın?” Belgin buzdolabının üstündeki oklavayı kaptı. “Aha bu vardı!”
“O ne be?”
“Teyzelerine niye selam vermiyorsun, it?”
“Vurma kız, ayy! Tamam özür dilerim, ahh!”
“Ellerini öpsene, hâyır dualarını alsana, şerefsiz!”
“Acıyor kız vurma, ahh!”
Mutfaktaki sesler, salona kadar gelmişti.
Hacer teyze:
“Fırından poğaça çıkarıyor galiba!”
Meryem abla:
“Bir şey getirme Belginn! Patlayacağız yeter!”
Cumali sendeleyerek salona geldi.
“Aman efendim! Kimler gelmiş, kimler gelmiş! Kusura bakmayın çok yorgunum.” Salon girişine yakın teyzeden el öpmeye başladı.
“Öpeyim teyzem! Ahmet nasıl, uyuşturucuyu bıraktı mı?”
Ahmet’in annesi teyze:
“Uğraşıyor bakalım!”
“Hâyırlısı olsun… Öpeyim teyzem! Hamit amca ne yapıyor? Metresine ev açmış diyorlardı?”
Hamit’in karısı teyze:
“Kızı parçaladım, Hamit’i de boşadım!”
“Helâl teyzeme! Sana koca mı yok kız?” Bu sıradakiler bitince karşısındaki üçlü kanepeye geçti.
“Öpeyim teyzem… Senin kız ne yaptı? En son Tekin’den ayrılmıştı!” Kızın annesi:
“Tekrar barıştılar! Kısmet işte.”
“Tüüh! Kürtâjı boşa yaptırdı desene!”
“Kürtâj! Ne diyorsun oğlum?”
“Tabi, tabi! Baktı Tekin buna dönmeyecek, karnı belli olmadan hâlletti. Cemal de şahit!”
Cemal’ in annesi teyze:
“Cemal’le ne ilgisi var?”
“Aynı hastanedeler. Birbirlerini bilmezler mi teyze?”
“Cemal hastanede mi yattı?”
“Ücret karşılığında tıp öğrencileri için kobaylık yapıyor.”
“Neden?” Cumali, yemek tabağı hazırlayıp sandalyeye oturdu.
“Yüzüğü başka türlü alamazdı ki sevgilisine!”
“Cemal’in sevgilisi mi var?”
“Olacak tabi, genç adam! Gerçi; kadının kocası onları yatakta basmayıp kadını doğramasaydı, her şey iyi gidiyordu!”
“Ayy! Ay kalbim sıkışıyor!” Teyzeler kadının yardımına koştu.
Cumali:
“Ama ilişkileri devam etseydi torun sevmek için beklemezdin.”
“O niye?”
“Kadının dört çocuğu vardı!”
Teyze bayıldı. Komşuları, kolonya döküp bileklerini ovdu. İki tokat atan da oldu!
Cumali:
“Amaan! Sizin sohbetinizde hiç çekilmiyor!”
Cumali, tabağını bırakıp odasına yöneldi. Mutfaktaki dayağın sersemliğiyle salonun girişine yığıldı!
Belgin, elinde tabakla salona girdi. “El yakan kurabiyeler! Aa, Cumali! Kalk yerine yat bakayım! Teyzelerine ayıp oluyor!”
Tabağı, komodinin üzerine bıraktı. Oğlunu, kollarından sürüyerek odasına götürdü. Salona döndü:
“Çayın altını da yaktım… Kız ne oldu, niye ayaklandınız? Göbek mi atıyorsunuz? Bak şimdi benim de oyunum geldi!” Vitrine yöneldi. Danteli kaldırıp radyoyu açtı. Aradığı frekansı buldu.
“Oturmaya mı geldik… Elleri göreyim! Hop, hop, hop!”
—Sonraki Bölüm—
‘Af Çıktı!’
Yasin Numan Yılmaz