Anılar… Bunların ne kadarını hatırlarız ya da ne kadarını hatırlamak isteriz? Bunu kendimize sormaktan bir zarar gelmeyeceğini düşünüyorum.
İyi de olsa kötü de olsa anılar, insanların duygulanmasına sebep olur. Bu duygular her zaman iyi duygular olmayabilir ama sonuç olarak bir duygu hissederiz içimizde. Mesela küçükken çok istediğiniz bir oyuncak olduğunu ve o oyuncağı annenizin alıp geldiğini düşünün. Böyle bir sürpriz karşısında çok mutlu olurdunuz değil mi? Ve bir gün bu olayı hatırlayınca o günkü kadar olmasa bile bir mutluluk duyarsınız. Bir örnek daha verelim. Çocukluğunuzun en güzel günlerinden. Mahallede çok sevdiğiniz bir arkadaşınız var. Hatta okula beraber gidip geliyorsunuz ve okuldan döndüğünüzde de sürekli berabersiniz. Bir gün o mahalleden hatta o şehirden taşınmak zorunda kalıyorsunuz ve buna gerçekten çok üzülüyorsunuz. Bu olayı hatırlayınca aradan kaç yıl geçerse geçsin üzülürsünüz değil mi?
Hani başta da sordum ya “Anıların ne kadarını hatırlarız ya da ne kadarını hatırlamak isteriz?” diye. Şimdi de bu konuya değinmek istiyorum. İnsanların bir çok anısı vardır ve bunları anlatırlar. Peki insanlar her şeyi hatırlar mı? Yani bir olay kişi için çok önemli olsa da bunu kesinlikle hatırlar mı? Benim cevabım hayır. Çünkü o olay birey için o zamanlar ciddi anlamda çok önemli olabilir ama o olayı zamanla unutması mümkündür. Mesela çocukluğumuzda bir oyuncağımız kırılmıştır ve o olay bizim için çok önemlidir ama bunu unutmamız çok zaman almaz. Çünkü çocukken buna benzer bir çok olay yaşarız. Bir de hatırlamak istemeyip ama ne yaparsak yapalım unutamadığımız anılar vardır. Mesela bir kaçırılma olayı yaşamışızdır ve bunu unutmak isteriz ama bu olaydan çok fazla etkilendiğimiz için unutmamız pekte mümkün olmaz.
Ne olursa olsun, ne yaşamış olursak olalım anılar bizim için hazine değerinde olmalıdır. Çünkü o zamanlar bir daha asla geri gelmeyecek. Kimi ileride hatırlayınca yüzümüzde tebessüm oluşturacak, kimi de ders çıkaracağımız olaylardır. Ve bunlar büyük servetlerdir.