SEYAHATNAME: (Osmanlıca: سياحت نامه), Evliya Çelebi tarafından 17. yüzyılda yazılmış olan gezi yazısı
kitabıdır. 10 ciltten oluşur. Seyâhatnâme ilk olarak 1848’de Kahire Bulak Matbaasında
Müntehâbât-ı Evliya Çelebi adıyla yayımlanmıştır. İkdam Gazetesi sahibi Ahmed Cevdet Bey
ile Necib Asım Bey, Pertev Paşa Kütüphanesindeki nüshayı esas alarak 1896 senesinde İstanbul’da
basmaya başlamışlardır. 1902 senesine kadar ancak ilk altı cildi yayımlanabilmiştir. Yedinci ve sekizinci
ciltleri 1928’de Türk Tarih Encümeni, dokuz ve onuncu ciltleri ise 1935-1938’de yeni harflerle Türkiye
Cumhuriyeti Maarif Vekâleti tarafından yayımlanmıştır. Seyahatname’nin 1814 yılında Hammer
tarafından keşfedilmesinden sonra birçok yabancı bilim adamı Çelebi hakkında araştırmalar
yapmış eseri birçok dile çevrilmiş ve yayımlanmıştır. Orhan Şaik Gökyay, Seyahatnamenin birinci cildini
1996’da Latin alfabesine çevirmiş ve bu tarihten sonra eser daha çok kişi tarafından incelenmeye
başlanmıştır.
Haziran 2013’te UNESCO Dünya Belleği Listesine dahil edilmiştir.
Gerçekçi bir gözle izlenen olaylar, yalın ve duru, zaman zaman da fantastik bir anlatım içinde, halkın
anlayacağı şekilde yazılmış, yine halkın anlayacağı deyimler çokça kullanılmıştır.
Evliya Çelebi, Seyahatnâme’sinde gezip gördüğü yerleri kendi üslubu ile anlatmaktadır. Evliya
Çelebi’nin on ciltlik Seyahatnâme’si, bütün görmüş ve gezmiş olduğu memleketler hakkında oldukça
önemli bilgiler içermektedir. Eser bu yönden Türk kültür tarihi ve gezi edebiyatı açısından önemli bir
yere sahiptir. Eserinde; 17. yüzyıl Osmanlı coğrafyası, bu dönem konuşulan Türkçe ve ağız özellikleri,
Gittiği bütün yerlerin genel durumu, coğrafi konumu, tarihi, halkının özellikleri, dili, dini, kıyafetleri,
sanatları, gündelik yaşamları, tarih, karşılaştırmalı coğrafya, sanat tarihi ve etnografya açısından
eşsiz bilgiler, Osmanlı toplumundaki müslüman-gayrimüslim ilişkileri, gayrimüslim halkların gündelik
hayatları, ekonomik ve kültürel durumları, nüfusları, ibadet yerleri, inanç ve itikatları, farklı topluluklara
ait öyküler, türküler, halk şiirleri, söylenceler, masal, mani, ağız ayrılıkları, halk oyunları, giyim-kuşam,
düğün, eğlence, inançlar, komşuluk bağlantıları, toplumsal davranışlar, sanat ve zanaat varlıkları, gezilen
yörelerin evlerinden, cami, mescid, çeşme, han, saray,konak, hamam, kilise, manastır, kule, kale, sur, yol,
havra gibi değişik yapıların bütün özellikleri; bunların yapılış yılları, onarımları, yapan, yaptıran veya
onaranlar, bulunduğu bölgelerin mutfak kültürü ile ilgili zengin bilgiler, gezilen bölgenin yönetiminden, eski
ailelerinden, ileri gelen kişilerinden, şairlerinden, oyuncularından, çeşitli kademelerdeki görevlilerine
kadar ayrıntılı bilgiler ile 17. yüzyıl Osmanlı araç gereçleri hakkında da yer yer bilgiler verilmektedir.
Osmanlı mutfağı araştırmacısı Marianna Yerasimos, Seyahatname’de; 44 pilav, 40 çorba, 23 baharat,
90 balık, 80 üzüm, 27 armut, 50’ye yakın ekmek çeşidinden bahsedildiğini belirtmektedir.[1]
Seyahatine dair bıraktığı 10 ciltlik Seyahatname’nin konuları şu şekildedir:
1. Cilt: İstanbul ve civarı
2. Cilt: Bursa ve civarı. Nisan 1640’ta yaptığı Amasya, Ünye, Batum, Trabzon, Samsun, Kafkasya, Girit
seferi, 1645’te Erzurum,Azerbaycan ve Gürcistan.
3. Cilt: Şam – Suriye, Filistin – Urmiye, Sivas, El-Cezire, Ermenistan, Rumeli, (Bulgaristan ve Dobruca)
4. Cilt: Van, Tebriz, Bağdat, Basra Mardin seyahati.
5. Cilt: Van ve Basra seyahatinin sonu, Oçakov seyahati, Rakoçi’ye karşı sefer, Rusya seferi, Anadolu
asilerine karşı hareket, Çanakkaleyolu ile Bursa’ya avdet, Boğdan’a gidiş, Transilvanya seyahati,
Bosna’ya gidiş, Dalmaçya seferi, Sofya’ya avdet.
6. Cilt: Transilvanya seferi, Arnavutluk’a gidiş, İstanbul’a avdet. Macar seferi, Uyvar’ın
muhasarası, müellifin 40.000 Tatarla, Avusturya,Almanya, Flemenk’e ve Baltık Denizi’ne kadar gitmesi.
Uyvar’ın zaptı, Belgrad’a avdet. Hersek’e gönderilmesi, Ragusa seyahati, Karadağseferi, Kanije seferi ve
Kanizsa-Hırvat memleketi.
7. Cilt: Avusturya, Kırım, Dağıstan, Deşt-i Kıpçak, Esterhan.
8. Cilt: Kırım, Girit, Selanik, Rumeli.
9. Cilt: Kütahya, Afyon, Manisa, İzmir, Sakız Adası, Kuşadası, Aydın, Amasya, Tire, Denizli,
Muğla, Bodrum, Ege adaları, Isparta, Antalya,Alanya, Karaman, Silifke, Tarsus, Adana, Maraş,
Antep, Kilis, Urfa, Rakka, Halep, Lazkiye, Şam, Beyrut, Sayda, Safed, Nablus, Kudüs, Medine,
Mekke ve civar yerlerin seyahatleri bulunmaktadır.
10. Cilt: Mısır ve Sudan.
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi
Piri Reis’in Kitab-ı Bahriyesi
Seydi Ali Reis’in Mir’at-ül Memalik’i
Ahmet Haşim’in Frankfurt Seyahatnamesi
Mustafa Said Bey’in Avrupa Seyahatnamesi
Ömer Lütfi’nin Ümit Burnu Seyahatname
Abdurrahman Efendi’nin Brezilya Seyahatnamesi
Mehmed Hurşid Paşa’nın Seyahatname-i Hudud’u
Nabi’nin Hicaz Seyahatnamesi
Şirvanlı Ahmed Hamdi Efendi Seyahatnamesi
Yirmisekiz Mehmed Çelebi’nin Fransa Sefaretnamesi
Reşat Nuri Güntekin’ in Anadolu Notları
Arap/Fars[değiştir | kaynağı değiştir]
İbn Battuta Seyahatnamesi
İbn Fazlan Seyahatnamesi
Batı[değiştir | kaynağı değiştir]
Doğuya Yolculuk (Gerard de Nerval)
Joseph de Tournefort Seyahatnamesi
İstanbul (Edmondo de Amicis)
İstanbul Seyahatnamesi (Josephus Grelot)
Sultanlar kentine yolculuk (Salomon Schweigger)
Bir oryantalistin doğu seyahatnamesi (Alexander William Kinglake)
Erzurum’a yolculuk (Aleksandr Puşkin)
Şövalye Taitbout de Marigny’nin Çerkesya Seyahatnamesi (Taitbout de Marigny)
İsfahan Seyahatnamesi (Pierre Loti)
Dünyanın hikâye edilişi (Marco Polo)
Seyir defterleri ve keşif yolculukları günlüğü (Kristof Kolomb)
Timur Devrinde Kadis’ten Semerkant’a Seyahatname (Ruy Gonzales de Clavijo)
Gezi yazısı ya da diğer adıyla seyahatname bir yazarın gezdiği, gördüğü yerleri edebi bir üslûpla anlattığı yazı türü. Türk edebiyatındaki ilk örneği Seydi Âli Reis’in Mir’atü’l-memalik adlı eseridir. Bu türün Türk Edebiyatı’ndaki en bilinen örneği ise Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme adlı eseridir.
Gezi yazısı yazarken ilgiyi uyanık tutmak, okuyucuda okuduğu yerleri görme isteği uyandırmak çok önemlidir. Gezi yazarlığı ayrı bir ustalığı gerektirir. Yazar gezdiği yerlerin ilginç özelliklerini hemen fark edecek kıvrak bir zekâya ve kültür birikimine sahip olmalıdır.
Gezi yazılarında çoğu kez kronolojik zamanlı plân uygulanır. Gezi için yapılan hazırlıklar; yolculuk, yolculuk sırasında görülen ilgi çekici olaylar; varış, varıştaki ilk izlenimler.
Gezi yazılarında da kendinden önceki söylenmişlerden, yazılmışlardan ayrı olmak önemlidir. Aynı yerler daha önce de başkaları tarafından görülmüş, yazılmış olabilir. İkinci gidişte görülenlerle, ilk gidişte görülenler arasındaki farklara bile değinmek gerekir. Bu da gezi yazılarının zamanla tarihsel belge olduğunu ortaya koymaktadır.
Yazar anlattıklarının doğruluğunu; konuşma, bilgi toplama ve fotoğraflarla desteklemeli, anlattıklarını bir mantık çerçevesine oturtabilmelidir. Anlattıkları, önceki anlattıklarıyla çelişmemelidir.
Betimleyici anlatımdan yararlanılır.
Gezi yazılarında gezginin dikkatini çeken ve farklı konular güncel olaylarla da bütünleştirilerek edebî bir üslûpla anlatılır.
Gezi yazısı görülen yerlerin güzellikleri hakkında duygu ve düşünce içerebilir.
Anlatılanlar hayal ürünü değil gerçektir.
Gezi yazıları kuvvetli bir gözlem gücüne dayanır.
Gezi yazıları özneldir.
Gezi yazısı örneği:
KAYAKÖY
Kayaköy bir zamanların Rum köyü. Ne yazık ki günümüzde tamamen terk edilmiş hatta harabeye
dönmüş ölü bir köy olmuş.
Kaya Köyü’nün günümüzdeki popülaritesi, antik dönem kalıntılarından öte, Türk Kurtuluş Savaşı’ndan
sonra mübadele sonucu terk edilen bir Rum köyü olmasından kaynaklanıyor. Burada yüzyıllar boyu
Rumlar ve Türkler birlikte yaşamışlardır. Türkler tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sürdürürken,
Rumlar ise zanaat ve ticaretle uğraşarak yamaçlarda kurulu evlerde yaşamlarını sürdürmüşler.
Gezerken evlerin kapı ve pencerelerinin söküldüğünü, tavanların çöktüğünü görüyor ve duruma biraz
üzülerek bazı Rum evleri, şapeller ve kiliseyi de gezdikten sonra yolumuza devam ediyoruz.
Rotamız artık Dalyan…