Bu kadar zavallı ve acizi, zavallı ve aciz demeden nasıl anlatayım…
Köpek balığı gibi av arayarak geçiyor ömrünüz, bir elinizde içki öbür elinizde geçmişten kalan ve hiç uygulayamadığınız doğrularınız…Hoş onlarıda kapanlarınıza peynir diye koymuşsunuz.. Birgün bir sohbette kullanmak için ezber sözler, yaşantıyla ilgisi olmayan alıntılar…
Hep bir yaşam enerjisi kırıntısı var başkalarından çalınan ve hep dudakların arasında…. Ne bir ideolojisi nede bir yaşam amacı var…. Ne bir politik bilgi ne de inanç sistemlerine ait içerik… Her konuda uzman ve yorumcu… En elit fikirleri bilen kişi, her şeyi bilen esnafın saflığından bile yoksun edası…
Cehaletin körelttiği vücudunu açmış ortalık yere… Kendini böyle aydınlatıyor, kendini böyle sunuyor cehaletine…Beyinden, rasyonaliteden ve fikir yürütmeden bir haber yaşamış ömür boyu… Onu da manipüle etmiş kendi sefaletine…Hayatı kredi kartı puanlarıyla alınabilen bir eşya görmüş…. Öyle bir ışık saçıyorki hiçbir karanlığı aydınlatmaz…Gözü kör eden ışığı sefaleti ile yakıyor..
Ne olacak bu bilgisizlik ile merak ediyor ama cevabı bulamıyor… Cevapları hep satın almış bugüne kadar… Şarkılar bile onun dudaklarından utanır olmuş….
Cevapları satın alacak kimse kalmamış soyka yaşantısında…
Bildikleri yanılgılarına yetmemiş bugüne değin, hoş bilgi ellerinde kirlenmiş olsa bile…
Sabahı akşama katmayı kar saymış, emeğe, artı değere ait tek fikri eksilerde…
Bedeni pazarcı kasalarına sığmadığından patates çuvalı sınıfına girememiş bunca zaman..
Coğrafi bölgeleri ve alfabeyi saymak için abaküse gerek duyar…
Bilgiyi elde edecek zekaya sahip olmadığı gibi, izleyecek yüreğide olmamış…
Şımarık ve iğrenç gülümseyişleri acizliğinin logosu olmuş, işlemiş gözlerine…
Bulamadığın cevap şarkı sözlerinde:
Herkesi yargılamaktan kimse kalmamış yanında,
O yandasın bu yandasın, hovardasın hep bardasın,
Artık rol yapmayı bırak sen bir entel magandasın…
İyi içmeler entel maganda …