Sanki onda keşfedilmemiş bir şey vardı, sadece benim gözlerimle görülebilen. İnsanlar bunu bilseydi, benim keşfedebildiğimi keşfetseydi çok güzel şarkılar şiirler yazılırdı adına. Ama onu önce ben keşfettim. Benimdi o. Ona şarkıları, şiirleri ben yazmalıydım. Yazamıyordum. Sırf bu yüzden kendime kızıyordum bazen. Bazen de elime kalemi alıp onu yazmaya başladığımda insanların onu merak etmesinden korkuyordum. Ya onu fark ederlerse. O beni fark etmedi. Onu zaten kimse fark edemez ve mümkünse etmesin -bunu söylerken bile kim bilir kiminle konuşuyor diye düşünmeden edemiyorum.- Çocukluk aşkınız sizi arkadaşı olarak görse ne yapardınız? Muhtemelen sizde benim yaptığım gibi sırf onun yanında olabilmek için arkadaş olma yolunu seçerdiniz. Yapmayın. Bu o kadar can yakıcı bir şey ki zaman geçtikçe saplantı haline bile gelebiliyor. Sevdiğin adamın sevdiği kızı dinlemek, kulağa can sıkıcı geliyor değil mi? Peki ya onun anlattıklarına gülümsemek? Bunu başarabilir misiniz. Ben başardım. Bu benim keşfettiğim çocukluk aşkımın, saplantıya dönüşen ve mutsuz sonla biten hikayesi..