Düşünmek istemiyorsun, aklının ucundan bile geçirmek…
Ama karşında beliriveriyor yüzü.
Kapatıyorum gözümü,bu sefer sesini duymaya başlıyorum.
Olmuyor ne yapmaya çalışsamda unutamıyorum onu.
Beni artık sevmese de,bana güvenmese de, olmuyor…
Yapamıyorum eskiden konuştuklarımıza bakmadan,
Resimlerini görmeden.
Mutlu mu mutsuz mu diye sormaktan.
Sabah mesaj geldiğinde “Günaydın” demesini bekliyorum.
Büyük bir hevesle gününün nasıl geçtiğini anlatmasını.
Ama sadece bekliyorum.
Seni ilk gördüğüm güne gidiyor aklım, gülüşlerine, bakışlarına
Gözlerinde mutluluk ifadesi görmek derinden etkilemişti.
Uzun zaman sonra yeniden olur mu acaba sorusunu sordum.
Zamana bıraktım işi. Olacaksa herşeyi zaman göstersin.
Ve gerçekten de bu sefer olacak diyebildim kendime inanarak.
Ama farkettim ki sadece benim inanmam yetmiyormuş.
Ben mutluluğu sadece onun gözlerinin içine bakarak aradım.
Ben huzuru onunla konuşurken buldum.
Ben üzüntümü sevincimi onunla paylaştım.
Küçük kalbimdeki en büyük yeri ayırdım ona.
En önemliside o büyük kalbindeki en küçük yeri ayırmış bana.
Yine bir hayal kırıklığı büyük umutlara rağmen.
Aşk, yine bir darbe indirmişti bize temiz duygularımızı alıyordu.
Sanki “Akıllan oğlum! Aşk diye birşey yok” dermiş gibi,
Bu dünyada gerçekten sevenler sevilmezmiş gibi.
Başkasına kendinden çok değer verirsen üzülürsün gibi…
Yine bir gerçeği hatırlatıyordu dostluğu…
Ancak gerçek dostunun senin yanında olabileceği gerçeğini.
Tüm yanlışlara rağmen senin yanında olacağını.
Bu sefer gerçekten anlamıştım.
Bir daha kimseyi yürekten sevmemek gerektiğini.
Anlamıştım Aşk’ın yüreğimin derinliklerine gömüldüğünü…