Yeşil, yemyeşilsin
Sanki bana hediyesin
Özlemler yok,
Hasret köprüsünde kaldı onlar.
Kırmızı, kıpkırmızısın
Sanki utangaçlığımın bir yansıması,
Heyecanıma tercüman,
Yalnızca beni anlatan,
Bana adanansın.
Sarı, sapsarısın,
Ama bir burukluk var;
Sanki artık onun da arkadaşısın
Zaman ürkütüyorken beni,
Sen her zamanki gibi en uzaktasın.
Mavisin, çok mavi, masmavi,
Üstümdeki kazak,
Yüreğimdeki umutlar,
Gökyüzü kadar mavisin.
Pembe, pespembesin
Hayalimdeki güzellikleri unutturacak
Yüreğimde şenlikler yapıp,
Tüm renkleri unutacak kadar tatlı bir pembesin.
Şimdi siyahsın
Karanlığa karışıp gölgeni de alınca,
Gözyaşlarıma ikramiye gibi gelip,
Yüreği talan,
Dili lâl edensin.
Şimdi bembeyazsın,
Sanki kefeni yakıştırdığına seviniyor gibisin
Demiştim “git!”diye,
Demiştim “bit!”diye,
Sonunda sözüme gelip,
Ömrü ziyan eyleyip,
Firar edensin.
Tüm renkler senin,
Ömrüm benim olsun,
Sana ihtiyacım varken;
Koştuğun kollarda,
Adım beyninde kavrulsun.
Yüreğin onun için delice atıyorken,
Kalbim aklına gelirken,
Beyazlardan kovulup,
Siyahlara yem olup,
Gökkuşağında yerini bulsun.
Yüreğim yüreğine lanet okuyorken,
Söze gelen gökkuşağı benim;
Yani eski senin,
Sana adanıp mateme boğulmuş yüreğimin olsun.
Değişik, çok değişik,
Sanki karmaşık,
Seçilmiş,
Düzene oturduğunu sanıp oturamamış,
Belirsiz bir şeysin.
Bir zamanlar birinin her şeyi,
Dünyada tek eşiyken,
Sanki şimdi kovulmuş,
Sızlanmış,
Sesini duyuramamış bir misafirsin.
Bana gelen ilhamlar bende,
Sendeki kördüğüm sende,
Deli yorgunluğum dünde kalsın.
Giderken kapıyı açık unutma,
Arkandan kapat ki;
Dönmeye yüz bulamayasın.
Misafirlerim var gelecek olan
Şansın bol,
Yüreğin tok,
Kör gözlerin açık olsun.
Bir de hakkım helâl hoş olsun
Kırdığın gönlümün faturası kesildi lâkin;
Sana hediyem olsun.
Haydi yolun açık olsun!
Aşkın rengidir bu,
Hayal ettiğin gamzelere benzemez
Aşkın düğümüdür bu,
Sevemeyen çözemez
Aşkın matemidir bu,
Sevip de ölmeyen bilemez…
Dilara AKSOY