Aşklarımız büyüdü
Yaşlarımız büyümeden
Yüzümüzdeki sessizlik
İçimizin haykırışlarıydı
Gırtlağımız sigaradan kapanmış
Seslerimiz tiz, bozuk plak kadar tekrarlı
Cümlelerimiz bozuk
Sütlerimiz helal
Aşkımız kutsal
Aşklarımız büyüdü
Yaşlarımız büyümeden
Daha yüzmeyi öğrenmeden
Aşk denizlerine atladık
Çırpındık, derinlere batıp çıktık
Bir el bekledik daima
Bizi çıkartıp mutluluğa kavuşturması için
Ölümüne adımlar attık
Günahlarımız için ağaçlara umarsızca çaput bağladık
Aşklarımız büyüdü
Yaşlarımız büyümeden
Aşkın tohumlarını ektik
Ne olduğunu bilmeden kalbimize
Ağrılara çare aradık durmadan
Aynı zamanda içimizdeki fidanı suladık
Canımız yandı durmadan, ağaç oldu fidanımız
Ne kesmeyi becerebildik o ağacı
Nede kökünü kurutabilmeyi..
Aşklarımız büyüdü
Yaşlarımız büyümeden
Büyük bir volkanın patlaması gibi
Dışarı taştı lavlarımız kalbimizden
Ciğerlerimize doldu dumanları
Başımız döndü aşk volkanının dumanında
Yıkılıp devrildik kimi zaman
Yine de koy vermedik kendimizi aşkın uğrunda
Aşk pes ederken biz pes nedir bilemedik
Aşklarımız büyüdü
Yaşlarımız büyümeden
Gururumuzu yere sermeyecek kadar asil
Bırakmayacak kadar şerefli
Çabamızı gösterecek kadar cesaretli olamadık
Kimi zaman yangınlar çıktı
Ama hiç vazgeçmedik
Deli gibi seven aşkımızdan…