Aslanın biri kartal ile arkadaş olmuş. Kartal ile uzun zaman geçirdikten sonra, onun gibi uçmak istemiş. Birgün kartala bu dileğini anlatmış. Yakın dostu kartal, bunun asla mümkün olamayacağını söylemiş ve demiş ki: ‘Sen zaten ormanların kralısın. En güçlü hayvan sensin. senin güçlü ve güzel yönlerin başka, benim güzel ve güçlü yönlerim başka. Herkes sana özeniyor ve senin gibi olmak istiyor. Senin güzelliğin de aslan olmanda.’ Ama kartal ne söyledi ise aslanı isteğinden vazgeçirememiş. Hatta aslan kartalın kendini kıskandığını bir de kartal gibi uçarsa en mükemmel hayvan olacağı için kartalın ona yardım etmediğini düşünmüş.
Birgün aslan canı sıkkın yatarken, sırtlan yanına gelmiş ve neden sıkıldığını sormuş. Aslan da uçmak istediğini ona anlatmış. Sırtlan: ‘Merak etme, ben sana yardımcı olacak birini tanıyorum.’ demiş. Ve ertesi gün akbaba ile aslanı ziyarete gelmiş. Akbaba aslana nasıl uçacağını anlatmış. Daha sonra sırtlan ile beraber akbabaların dökülen tüylerinden aslana iki kanat yapmışlar ve birlikte ormanın bitimindeki dağın yamacına gitmişler. Burası çok derin bir vadiye açılıyormuş.
Akbaba, aslana: Artık uçabilirsin, korkma, buradan atla ve kanat çırp, demiş. Aslan müthiş bir heyacanla uçuruma atlamış ve kanat çırpmaya çalışsa da sert bir şekilde yere çakılıp can vermiş. Sırtlan ve akbaba da hemen aşağı inip aslanın etini paylaşmışlar. Bunu duyan Kartal gerçekten dostuna çok üzülmüş.