serkan

Yaralı mısın yoksa küçük köstebek Yolunu mu şaşırdın gün ışığında Dokununca sırtına Anladım yaralarının derinliğini Bastırıyorsun acılarını, yabani bir kandırmacayla Aksi taktirde yaşam zehir olur sana Ancak bu sayede hiçbir…

Deniz kestanesi ayağıma battı Bağırdım avazım çıktığı kadar Medcezirler panik oldu Girdaplarla yoğruldular Sirenlerin mutluluk sunan şarkılarıyla dindirdim acımı Kusursuzca kaydolmuştu Deniz minarelerinin içine Şifa dolu sedaları Deniz kestanesiyle hiç…

Dışı kelebek içi kartal Kimlik harmanlı bir serseri Cesareti çok, kas gücü yok Zehirlidir kara mamba ile soydaş sözleri Tuhaf karşılanır farklı halleri Ayıplanır birleştirici yenilikleri Fakat O; Güvenir hayallerinin…

Duyarı kalmamıştı bazı fanilerin Gururla dalgalanıyolarlardı zafer bayrağı edasıyla Kafa Dağı’nı doruğunda Dalga geçiyor, gülüyorlardı kahkahalarla Tam bu sırada bir şahin pisledi kafalarına Çok kızdılar şahine Kızartıp yediler afiyetle Yastık…

Dinle şu sesleri Hepsi inorganik kültür nameleri Kulağı tırmalar keskin pençeleri Yüreği ısırır canavar dişleri Dinle şu sesleri Koyunların karşısında ne kadar hür Mağaralarda fısıldaşırlar gölgelerle minyatür minyatür Yankılardan hoşlanmazlar…

İki tane çark çakıldı gövdeme üst üste Rüzgar estiriyorlar üstüme Yılan yapmışlar insan diye Termitlerin acın veren ısırıklarını özledim yine Yeşilim yok yeni düzende Her yer sarı Kırmızı yok ama…

Fincanın dibine tüm karamsarlığıyla birikmişti Yüreğimi hop ettirmişti Ters çevirip sallamak beyhude idi Dertlerim çamurdan beterdi En berrak suları bile kirletirdi Sevimsiz bir baykuş beni gözetlemekte idi Bedenim dikenli teller…

Senin boyunu geçtim şimdi Ama bir zamanlar benden daha uzun olduğunu Nasıl unutabilirim?

  Zihnimde derin çukurlara hapsettiğim kötülüklerin Farkında olmalı mıyım Hatırlamalı mıyım İçinde kaybolduğum mahzenleri Yıkıp geçtiğim çiftlikleri Unutsam suç mu kendimi Yeniden doğsam, olsam bir fil yavrusu Ayrılmasam annemin yanından…

  Nereden geldiği belli olmayan bir korku sarıyor içimi İstemeye istemeye gidiyorum yatağa Biz bir aile değil miyiz yoksa? Evlatlarım bana ne kadar da yabancı Karım sanki bir cezacı Ah…

  Hiç vahşi bir akbaba gagaladı mı kalbini Peki bir porsuk parçaladı mı dalağını, ciğerini Ve bir geyik deşip geçti mi karnını boynuzlarıyla? Cevabın hayırsa, sen hiç yaralanmamışsın aslında Cennetin…

Kaynar çay suyu elime döküldüğü zaman mı Veya bir yorgan iğnesi ayağıma battığı zaman mı Daha fazla yanmıştı canım Yoksa manav Ekrem içi çürümüş domatesleri Bana iki katı fiyatına sattığı…

Şiirlerimde anlattığım sendin Hepsi hikâye derken İlk ve son yalınımı söyledim sana Kaybolduğum labirent Koyu kestane rengi saçlarındı aslında Daha fazla yalan yok Yalanlara inandırmak kendimi Yok saymam tutkumu ve…

Bugün yalnızlığımın son günü Dikenli teller sarılacak ayak bileklerime yeniden Bağırmam ve çığlık atmam yasak Sorulara karşılık vermem yasak Sorgulamak mı? Ne haddime!