Tam kalbinizin ortasına bir acı saplanacak. Ayrılığın verdiği acıyla yıkılacak, bir daha toparlanamayacaksın. Duvarlar üstüne üstüne gelecek, ev dar gelecek sokağa atacaksın kendini. Kalabalıkların içinde kaybolacaksın. Bütün anıları düşüneceksin, aralarından kötüleri atarak. Seni yalnız bırakmayan dostların olacak yanında. Onlar acını unutturmak için konuşacaklar sen dinleyemeyeceksin. Sana her seslendiklerinde “efendim ne dedin?” diye tepki vereceksin. Sen orada olacaksın, aklın başka yerde. Sana tavsiyeler verecekler… Sen “tamam” deyip kestirip atacaksın. Gün bitmek bilmeyecek çakılacak saatler olduğu yere… İstemeden de olsa beraberken yürüdüğün yollarda yürüyeceksin. Hayaller içinde kaybolurken kendini bir odada yalnız bulacaksın. Kafanı yastığa koyduğunda uyumak zor gelecek. Bir ses duyduğunda acaba o’mu diye bakacaksın ama hayal kırıklığıyla tekrar yastığa gömüleceksin. Sabahı sabah edeceksin. Bir ara dalar gibi olacaksın ama ismini haykırarak geri uyanacaksın! Gerçek olmasını istediğin rüyalar göreceksin. Yaşamanın verdiği hazzı unutacaksın. Sanki benliğin sende değilmiş gibi hissedeceksin. Ne yaptığını bilmeden ufacık evde dönüp dolaşacaksın. Sanki onu arar gibi gözlerin etrafta dönecek, yokluğunu fark edeceksin… Boğulacaksın… Biriyle konuşmaya çalışacak olsan sözler boğazına düğümlenecek. Onsun yaşamayı öğrenmeye çalışacaksın. Tabi buna yaşamak denirse…