Dün sensiz geçirdiğim ilk doğum günümdü baba…
Sen gideli aylar oldu ama hala kabullenemedim gidişini. Sanki şuan içerde uyuyorsun ve birazdan yanıma gelip kızım bu soğukta balkonda oturmuş ne yazıyorsun öyle diye soracakmışsın gibi. Çok garip bir his bu biliyor musun? Sahiden yok musun artık? Öyleyse neden hala bu kadar hissediyorum varlığını?
Bunları yazarken ağlamaktan muhtemelen yazamam sanıyordum ama sanırım gözyaşlarım dün gece eski doğum günü videolarımı izlerken kurudu. Öylesine güzeller ki ben yaşarken fark edememişim ne kadar şanslı olduğumu. Sanki hayatım bir tek senden oluşuyormuş gibi sen gidince yapayalnız kaldım. Hiçbir zaman kendimi böylesine büyümüş hissetmemiştim. 5 ayda kaç yıl büyüyebilir ki bir insan, ben büyüdüm işte.
Seni kaybedince ne olacağını hep düşünürdüm biliyor musun? Kahrolurum, yıkılırım, kendimi toparlayamam, sürekli ağlar dururum sanıyordum. Bu kadar güçlü olabileceğim aklıma bile gelmezdi. Öyle bir his ki bu, yaşadığım tüm acılar tüm sevinçler kısacası tüm duygular bir anda öylesine anlamsızlaştı ki. Ben bu zamana kadar hiç acı çekmemişim onu fark ettim. Sabahlara kadar ağladığım zamanlarda bile yaşadığım şey gerçek acı değilmiş. Çünkü yaşadığımız en kötü anda bile o güneşin doğacağını, hayatta mucizelerin var olduğunu düşünüp ayağa kalkarız. Ama bu durumun hiçbir tesellisi yok. Kalbim göğsümden sökülüp alındı ve gitti. Asla geri gelmeyecek ve ben içimdeki boşluğu ömrümce hissedeceğim. Tesellisi yok, telafisi yok, asla da olmayacak.
Seninle aram hiçbir zaman kötü olmadı, haksız yere hiçbir zaman kızmadın bana, senden hep kızım yavrum gibi hitaplar duydum. Seni hep çok sevdim ve sevildiğimi hep hissettim. Ama biliyor musun baba, sana olan sevgimin bu denli büyüklüğünü, hayatımdaki doldurulamaz yerini sen gidince anladım.
Şimdi hayattaki tek tesellim bana öğrettiklerin. Bir kız çocuğunun ayakta durmaktan, meslek sahibi olmaktan başka çaresi olmadığını, çünkü hayatın maalesef bir kadın için adil davranmadığını sen öğrettin bana. Erkek gerekirse hamallık yapar parkta uyur ama ayakta kalır oysaki dünya kadınlar için bu kadar güvenli ve basit değildir bu yüzden kız çocukları okuyup meslek sahibi olmalı, ne babalarına ne kocalarına muhtaç olmamalı ki kendi ayakları üzerinde durabilsinler. Bunlar senin sözlerin babacığım. Ve sen, yetiştirdiğin üç kızının da kendi ayakları üzerinde durabildiklerini gördün. İşte bu yüzden içim rahat. Evet, çok isterdim düğünümde ellerini öperek evimden çıkmayı, çocuklarımın dede diye etrafında koşuşturmasını. Ama biliyorum ki sen kızlarının evliliklerinden önce kendi ayakları üzerinde durmalarına önem verirdin. Bu yüzden şuan keşke dediğim hiçbir şey yok seninle ilgili. Kep atarken karşımda sen vardın, ilk atandığımda yanımdaydın, ilk maaşımla yemeğe çıktığımızda yanımdaydın, ilk maaşımla gönlünce hediyeler alabildim sana. Asıl bunları yapamasaydım hep eksik kalırdım.
Seni çok özlüyorum, ama biliyorum ki buradan daha iyi bir yerdesin. Bu berbat dünyaya katlanmak zorunda olduğumuz için asıl kendi halimize üzülmemiz gerekiyor. Senin yokluğuna üzülmemin sebebi yalnızca seni bir daha hiçbir zaman göremeyecek olmam. Ömrüm boyunca bir daha sesini bile duyamayacak olmak katlanılamaz bir acı veriyor içime, düşündükçe göğsüm sıkışıyor, nefesim daralıyor. Ama biliyorum, belki çok kısa bir zaman sonra belki de uzun yıllar sonra kavuşacağız biliyorum. Çünkü eğer buna inanmazsam işte o zaman bu acıya katlanamam. Adının yazdığı o mezarda ya da seni son gördüğüm o soğuk mermerin üstünde yatanın sadece bedenin olduğunu biliyorum, ruhun çok daha huzurlu ve mutlu bir yerde biliyorum.
Seni düşündüğümde ağlamaktan kendimi paralamak istiyorum bazen, ne kadar ağlasam yetmez diyorum. Ama bunu kimseye göstermiyorum. Herkese karşı dimdik ve güçlü duruyorum. Çünkü gerçek acıların gösterilmeye ihtiyacı yoktur biliyorum. Ne boş laflar ne insanların acıyla bakması teselli olmuyor. Dedim ya yokluğunun teselli yok maalesef.
Teşekkür ederim baba, böylesine güçlü olabilmemi, kendi ayakları üzerinde duran özgür bir kadın olabilmemi, sevginin ne olduğunu bilmemi ve sevildiğimi hep hissetmemi sağladığın için teşekkür ederim.
Her zaman gururla şunu söyleyeceğim;
İyi ki senin kızınım…