Üniversiteye biraz geç başladım. Aslında geç başlamadım geciktim;hayatta her şeyde olduğu gibi. Liseden sonra İstanbul’da okumak için 4 defa üniversite giriş sınavlarına girdim. Kısmet olmadı.Çünkü gerektiği gibi çalışmıyordum. Sınav sonuçlarından sonra yine hüsran yaşadım. Ama artık ailemde bir baskı oluşuyordu. Özellikle babamı söylemleri canımı sıkmaya başlamıştı. Tercih zamanı bana ” istersen İstanbul’da sağlık oku” diye telkinde bulundu ama kendimi gerçekleştirebileceğim bir alan değildi sağlık. Tercih yaparken annemle beraber beni Malatya’ya sürmek için kararlıydılar. İnönü üniveristesiydi tercih sonucunda okulum tabi…. Artık annemle babam bir olmuşlardı sanki beni evde istemiyorlardı. Anneme bir kaç defa mutfakta yemek yerken; gitmeyeceğim Malatya’ya,diye. Annemin- dünyanın anlam kazandığı varlığım- sesi yükseliyordu: ” Gitmeyip ne yapacaksın. Artık valizimi hazırlıyordum ama içimde büyüyen bir hüzün vardı
İlk kez ailemden ayrılacaktım. Hayatın acımasız-safi yönüyle yüzleşecektim. Ama bir tecrübe kazanacaktım, Sinan Çapa’ da tıp okuyordu. Sıddık artık KPPS’ye hazırlanıyordu. Benimde yolumu çizmem gerekiyordu. İlk zamanlar çok zor geçti. Hatta zaman yanı başımda oturmuş, beni germek için bön bön bakıyordu gözlerimin içine.Gezebileceğim ne bir yer biliyordum, ne de beraber takılabileceğim kimse vardı. Aslında hala alışmadım Malatya’ya ama…
Başımdan iki olay geçti beni hem hüzünlendiren hemde güldüren. Dramın tam karşılığı: İlk zamanlar elbiselerimi çamaşır makinesine atarken pek dereceyi önemsemiyordum. Taa ki elbiselerimi 90 derecede yıkayana kadar… Elbiselerim hem küçülüp hem renk atmıştı. Sonra öğrendim ki; annem elbiseleri belli bir ayarda yıkıyormuş renklerine göre. Montum giyinmez hale gelmişti. Aradan bir kaç ay geçtikten sonra yine aynı durumu yaşadım. Ama bu sefer; yeni aldığım üç kazağı giyinmez hale getirmiştim. Sonra baya bir melankolik duruma girdim. Annemin sesinin yumuşaklığına değin… Fedakârlığının, emeğinin karşılığı ödenmez. En önemlisi sevgisini belli ederek, sevmeye ömür adayan, cennetin kanatlı varlığına… İkincisi ise: Test olan sınavda, arka-önlü 20 soru sorulmuştu. O kadar dalgındım ki, arka sayfada soru olduğunu sınavdan sonra fark etmiştim.Ders hocasının bir bakışı vardı ki..İşte bağışlanmaz böyle şapşallıklarım var.