Günün son perdesindeyiz ve bu hayat sahnesinde tek eylemi hayatta kalmak olan bayan iyinin selamı var sana. Bayan iyi üzgün, bayan iyi çok çaresiz bugünlerde. Ruhu, sıkışıp kaldığı bu bedene onun da içinde bulunduğu hayata karşı isyan bayraklarını çekmiş durumda. Bayan iyinin ruhu acıyor ve çığlıklar atıyor öyle başını sonunu düşünmeden gönlünü tekmeliyor bayan iyinin. Yıkıyor dağıtıyor gönlünün odalarında ne var ne yoksa her şeyi. Bayan iyi sessiz, bayan iyi kendini çekip kurtaracak gönüllere muhtaç. Gönüllerse gelip geçiyor sürekli. Hani kaldırım kenarında binalar olur bodrum katları olan. Bodrum katının bir penceresi vardır öyle diğer pencereler gibi gökyüzüne açılmaz o. Paslı demir parmaklıkları vardır bakımsızdır aynı ev gibi. Çoğu için orası zaten ev bile değil, içinde nefes alınıp verilen bir izbelikten ibarettir. Dışarıdan insanlardan arta kalan havayı alır ve dışarıya verebildiği küf nem kokusundan başka hiçbir şey değildir. Hah işte bayan iyinin gönlü de tam o bodrum katında, kendini hayalleriyle büyüten çocuk gibi. Diğer gönüllerse o pencerinin arkasından geçip giden ayaklardan ibaret sadece. Zaten bu hayalgücü, iç ses falan bayan iyi gibiler hayata tutunabilsinler diye verilmiş insanoğluna. Onlarda olmasa nasıl yaşayacağını kestiremiyor bayan iyi. Peki kim mi bu bayan iyi? Benim. Zaten benden gayrısı benle değil, bilirim.