Herkesin istekleri vardır. Onunda vardı. Büyük suratının, kapkara gözlerinin altında yatan, kişiliğinin anlamsızca oluşmasına sebebiyet veren bir teslimiyet vardı. Bir erkek için ömrünü vereceğini düşünmüştü. Karşısında ihanet kokan bir canavarla karşılaştı. Gaflete düştüğünü o zaman anladı.
3 sene önce. Tam 3 sene önce hayatındaki tek erkekten tek bir şey öğrenmişti. “Aşk değersizdir. Her insan aynıdır.”
Herkesin istekleri vardır. Onunda vardı. Gerçek birine teslim olmak, aşık olmak ve soluksuzca sevişmek.
2 sene önce. Tam iki sene önce isteklerini gerçekleştirecek birine adamayı düşünmüştü. Soluksuzca sevişti ve erkek yine terk etti. Bu seferde bir şey öğrendi. “Aşk değersizdi zaten ama sevişmekte kötü ve herkesle aynı.”
Herkesin istekleri vardır. Onun da vardı. Artık isteklerini gerçekleştirememenin hırsını ve acizliğini aynı anda yaşıyordu. Önüne gelenden medet ummak derler ya artık öyleydi. Hangisi tutarsa!
Aşk değersizdir dediği anlarda hayat standardı yüksek olabilecek kişiliklere sığınırdı. İşte tam o sırada isteklerini karşılayabilecek kişilikle karşılaşınca kara deliğe atılmış gibi hissetti. Kör oldu, saçmaladı. Ne hayat standardından ne de isteklerinden vazgeçebildi. Ne yaklaştı ne uzaklaştı. Rengini ne kendisi hissedebildi ne de karşısındakiler.
Herkesin istekleri vardır. O da sonunda isteklerini seçmeye yakındı. Hazırlanıyordu. Erkekte hazırdı isteklerini yerine getirebilmek için. Ama kadın eski yaşantılarından bir şey daha öğrenmişti. “B Planı”
Herkesin istekleri vardır. Erkeğinde vardı. Teslim olabilmek ve teslim alabilmek. Bünyesine birini, sadece birini katmak. Yalnızca bir kişiyle sevişmek.
Ve erkek tek bir şey istemiyordu. O da eskilerden bir şeyler öğrenmişti. “B Planı” olmamalıydı.
Ve artık istekler yoktu. Yok oldu. Peki kadın suçlu muydu?