Belki de en başından deli olmak gerekiyordu aşka sahip olmak için. Aklı başında olan istese de âşık olamıyordu zaten. Çünkü aşk delilerindi en başından beri. Şizofreni aşk için geçerli bir nitelikti aslında. Delirenlerin delirme nedeni âşık olmak mıydı? Aşka âşık olmak… Aşka âşık oldum ben, sana âşık oldum… Belki de yazmamın tek nedeni sensin, sana ulaşabilme isteği. Yazdığım her satırda ince ince işlediğim yalnızlık var. Eminim ki mutlu olmak için bunu yapmak gerekiyordu. Acı çekmek ilk kuraldı aşkta. Belki de aşkı besleyip büyüten çekilen acılardı. Acı çekmek ve aşk… Varoluş tarihleri aynı olan iki kardeş gibi… Ama çeken de bir yerden sonra deli diye anılıyordu işte. Nerede başı öne düşük, kaldırımları seyredip gökyüzünü unutan birini görsem aşkı içimden sessizce anar ve yoluma devam ederdim.
Bazıları için bir bedene sahip olmaktı aşk. Bedeni ruhtan ayırmak kadar zor ve yorucu olduğunu bilmeyen korkaklarla dolu etrafım… Aslında ruhu başka bir ruha taşıma sanatıydı aşk. İşçiliği en iyi olan mutlu olabiliyordu ancak. Ağır bir bedeli vardı. Denemeye kalkanlar da delirenlerdi. Zaten aklı başında olanlar cesaret edemeyenlerdi. Deliler de akıllıydı bir zamanlar. Aşkı tatmanın diyetini ödeyen oldular. Aşkı bedenden sıyırıp ruhlarda arayan delilere…
İlk o itti beni. İtti ve devamı geldi zaten. Ardı ardına yıkılan taşlar, ufak bir hareket sonucuydu olanların tüm nedeni. Tek dokunma tüm yaşanmışlığın tetikçisi olmuştu. Ufak bir göz kayması yıktı içimdeki tüm denge taşlarını. Sonuna kadar yıkılan yüzlerce taş… Durdurulması imkânsız domino taşı misali. Neden hepsi birden yıkılmak zorundaydı ki?
Yazmanın nedeni buydu aslında, sevmek. İçinde tutamayınca kâğıda dökülüyor her ne varsa. Ne yazdığımı bilmeden bir şeyler karalamaktı kâğıda. Akışına bırakıyorsun yazmak istediklerini. Bir şekle giriyor tüm sözcükler sevmek karşısında. Anlamsız harflerin doğması, bir araya gelip mutluluk tablosu çizmek için verdiği mücadele. Özgür bırakılan, kendiliğinden bir sis bulutu gibi yoğunlaşıp aşka yağan düşünceler. Yağmasıyla yıkılması bir oldu düşüncelerin. Tüm dengeleri yıkan Kalpte kalan yıkık domino taşları.
Mevsimsiz Sohbet’ten