Herkesin hayatında eksiklikleri olmuştur. Kiminin çok kiminin az. Sanırım ben çok kısmındayım.
Benim hiç tam anlamıyla sevgilim olmadı mesela. Kimi sevdiysem onu elde etmek için emek harcasamda önüme hep ya “sevgilim var” ya da “kusura bakma sen çok iyi birisin, seni kaybetmekte istemiyorum ama biz olamayız” engelini koydular. Benim hiç ihtiyaçlarımı karşılamaya yetecek kadar param olmadı mesela. Hep birtakım ihtiyaçlarımdan fedakarlık yapmak zorunda kaldım. Bu takım elbise altına kapri giymek gibi birşey. Hiçbir zaman kulaklığımın iki tarafı da çalmadı. Halbuki özenle düzeltir, hiçbir zaman birbirine dolamazdım. En yakın arkadaşım kulaklığına eziyet eder ama her iki tarafından da faydalanırdı. Neden ben?! Hep bir tarafından ses gelmezdi. Müzik insanları rahatlatmak için vardır ama benim o lüksüm olmadı hiç. Bir taraftan müzik dinlerken diğer taraftan ya o ergen kızın sevgilisine ettiği sitemlere ya da genç arkadaşımın iddaa sohbetlerine maruz kaldım. İddaa demişken onda da istediğim noktaya bir türlü gelemedim mesela. Hiçbir zaman üç liraya yedi yüz sekiz yüz veren kuponum olmadı maalesef. Hep az miktarlar alıp kısa süreli sevinçler yaşayıp sonra ne olduğunu anlamadan o aldığım miktarı tekrardan geri verdim. Yıllardır oynamama rağmen durum bu. Hep sitemkar oldum hayatta. Hep “insanın sağlığı olsun yeter,her işin başı sağlık.” cevabını aldım. İyi hoş diyorsunuz da ben sağlık konusunda da bir bölü ikiyim. Çölyak hastasıyım. Çölyak çok şey aldı benden. Benim hiçbir zaman bir markete girip sepeti doldurma lüksüm olmadı mesela. Hep kısıtlanıyorum. Pek fazla seçeneğim yok. Ya gofret alacaksın ya da ambalajını tek tek okuyup birkaç abur cubur alacaksın ya da aldığın sepete “kusura bakma sen çok iyi birisin görevini layığıyla yapıyorsun ama biz olamayız. Sen daha iyisine layıksın.” diyip eli boş döneceksin. Lokantalardan, arkadaşlarla gittiğim cafelerden ya da yaptığımız piknik tarzı organizasyonlardan bahsetmiyorum bile. Hayallerim var benim de mesela her insan gibi. Evet sonuç aynı, bu konuda da kısıtlandım. Küçükken sesim güzel(miş). Ama elimden tutan olmadığı ya da “hadi koçum devam et sen, sende ışık var bırakma.”diye destekleyen kimse olmadığı için şu an en kral borazana taş çıkaracak noktaya geldim. Senelerce acaba benim ne yeteneğim var, hangi konuda iyiyim? “Allah’ım yoksa beni yeteneksiz mi yarattın.” diye ne yazık ki günaha girmişliğim de var. Sonra her kim söylemişse bilmiyorum ama eksik olmasın iyi söylemiş şu sözü “yeteneksiz insan yoktur yeteneğini farkedemeyen insan vardır”. Neyse uzun uğraşılar sonucu ‘yazma’ konusunda yetenekli olduğum sonucuna vardım. Umarım öyledir. Bu konuda da tahmin edersiniz ki gene aynı olay var. Ne yapıyorsam şu an tek tabanca yapmaya çalışıyorum. Çabam takdire şayan. Bunu ancak beni tanıdığınızda görebilirsiniz. Hep ben mi kısıtlanacağım! Azıcık sizde yaşayın şu lanet şeyi. Velhasıl beni tanımak isteyen herkese kapım sonuna kadar açık. Kapı geçilemeyecek kadar darsa eğer sizin için kapıyı kırmaya da hazırım. Hadi bekliyorum. Bari siz kısıtlamayın çünkü yeterince kısıtlandım. Sizce de öyle değil mi?