Bir gün önce şımarıklıktan kendine edindiğin dertlerden nasıl mı kurtulunur?Dolaylı yoldan aldığım,hatta haberi aldığım kişiyi bile tanımadığım bir ölüm haberinin bu kadar aydınlatıcı olacağı gelmezdi aklıma.Her gün gazetelerde okuyoruz halbuki ölüm haberlerini,ama hayatına dokunmak için sana özel gönderiliyor bazı şeyler,yakalayabilirsen…
Bugün kendimce çok sıkıştığım zaman hayata babası ölmüş çocuk gözünden bakabilmeyi öğrendim galiba.Ölümle pek bir tanışıklığım olmadı benim,olsaydı da bu kadar tesir eder miydi bilmiyorum,dedim ya bazı şeyleri görmen için önüne atıyor hayat.Bugüne kadar sürekli kaçmışım ama bugün savunmasız yakalandım sanırım.O çocuğun hiç görmediğim buğulu gözlerini atamıyorum bir şekilde aklımdan.Çok karmaşığım şu an,bir yanım eskiden dert ettiği sorunları dert etmeyecek gibi,onun huzuru var içimde,ancak sanki hep babası ölmüş çocuk gözünden bakacakmışım gibi dünyaya.Büyümek,değişmek,iyileşmek..Kötünün zıttı olan iyi ama burada kullandığım.İyileştikçe hassaslaşıyor,iyileştikçe daha afaki oluyor sanırım bazı şeyler.Örneğin dün kızdığın şeylerin gereksizliği,dün üzerine kafa yorduğun şeylerin anlamsızlığı tüm gerçeklikleriyle yüzüne çarpıyorlar.Hayattan durmadan bir şeyler istiyorsun ama hayat sana zaten bunları vermiş çoktan,bakıyorsun ama göremiyorsun dedi bana bugün.Mesela çölde susuz kalmışsınız arkadaşınızla,su aramak için ayrılmış yollarınız.Arkadaşın susuzluktan sürünürken senin karşına vaha çıkmış,kana kana su içtikten sonra ‘keşke daha az tuzlu olsaydı’ demişsin.Tüm bu bencillikler birer birer çarptılar yüzüme işte..Bana sunduğu şanslardan ötürü ilk defa yük hissediyorum omuzlarımda…
Sosyalizmi benimserken sadece devlet odaklı baktığımı,hümanizm içeren kısmını daha geri plana attığımı fark ettim bugün.Deniz Gezmiş’i örnek alırken sadece devrimci ruhunu aldığımı,filistin için yaptığı fedakarlıkları geri plana attığımı fark ettim bugün.En önemlisi olaylara dar bir pencereyle baktığımı ve büyük resmi görmeye direndiğimi fark ettim bugün.
“dostum dostum
güzel dostum
bu ne beter çizgidir bu
bu ne çıldırtan denge
yaprak döker bir yanımız
bir yanımız bahar bahçe…”
Hasan Hüseyin Korkmazgil’in kaleminden çıkmış,Ahmet Kaya’dan dinlediğimiz bu dizelerin içindeki derin anlamın farkına vardım bugün.’Beter çizgi’ denmesiyle ne kadar haklı olunduğunu anladım..O yıllarda durum nasıldı bilemiyorum ama şu an çoğumuz dengede durmakta zorlanıyoruz.Ben de dahil iki tarafa da savrulan farklı farklı insanlar görüyorum etrafımda.Ne mutlu dengede kalabilene.Umarım bugün denge kurmak için vesile olur bana.
Bugün hayata babası ölmüş çocuk gözünden bakabilmeyi öğrendim.