Ben sanırdım âlem içre bana hiç yâr kalmadı,
Ben beni terk eylerim bildim ki ağyâr kalmadı.
Niyazi Mısrî
Beklemeğe değecek mi beklediklerimiz? Karışmıyorum bundan sonra hiçbir duruma. Tavırlarım riayetli artık.
Ben sanırdım hep beklemek, insanın alemine daha hoş gözle bakmamıza yardım eder.Samimi müslümanlar gibi hep bir beklentideydim.Nedenini öğretenlerden.Emsalim gönül gözüyle görenlerdi. Çıkamadım tabi gösterdikleri makama. Kendi içimde çıkabilseydim her şey hal olurdu . Eğri böğrü ruhumu yontabilsem sorun olmazdı.Eskilerin temennisi saklı içimde uçan sözcüklerden: kendimi geçtiğim an mutmain olacağım. Serdi zatı ”enaniyetim,” görseydim bensizlikteki kederi. Bu yolda yolu bilmediğim o kadar belli ki. İsteklerim, bulanık gördü yanlış durumları. Kulluğumu unuttum.İsteksizlerimi hayra çevirirdi bilseydim. Ne dersek diyelim herkes içerdekini yele dönüşmesini bekler.Kimi üzüntüsünü, kimi üzdüklerini.
Gelen ise tasamızı üfler. Giden ise sevincimizi doğurur. Neydi zaten hayatın sırrı; ne kadar dayanırsın. Muhteşem bir teslimiyetti, -kuşaklar boyu-ayrıntının bozulmasını önleyen, bozuk düzene çerçöp tıkamasına engel; sev ki, bencilikten kurtulasın. Gelsin Hakka boyun eğenler gönül hanemize, sevgisi, yüzünden okunanlar.
Kibirli sevgilerden yanaydı gönlüm. Kendime itiraf ettiğimi herkese söylemek isterim. Yoksa yalnızlık kim ki bana sığınsın! Aşkın tılsımına sönüktü içim. İçimdeki karamsarlığı söküp atacağım zaten erenlerin gönül yolunu tutarak. Sevgi bir olmayı öncelemek, ikinci hataya düşmemek miydi?
Kandırılanın sevincine razıyım. Rüyada hazırım mutluluğa. Mutluluk değince de aklıma günün belli olmayan anında içten bir gülümsese gelir. Sanki cümle eşya somurtuyor. Halimi zül ederim nasipten yana. Kendimi hiç hükmüne soktuğumda hâr olmayacağım.