Bir dilek hakkınız olsa ne dilerdiniz? Üç dileğin var diyelim neler yapardın?
Hepimiz aşinayız bu sorulara. Masallardan, çocukken anlatılan hikayelerden, Keloğlan’dan, Alaaddin’in o meşhur sihirli lambasından biliyoruz. Büyüdük, hala bu soru sorulduğunda masalsı bir etki bırakır bizde. Hatta gözlerimizi kısıp, başımızı da hafifçe yana yatırıp cevaplamaya çalışırız. Üç dilek hakkımız olsaydı diye iştahla başlarız söylemeye. İlk ikisi kolay söylenir. Ama son hakkın, hakkını verecek olan şey zor seçilir. En çok neyi isterdik, oraya en çok ne yakışır, daha gerçekçi olursak ne dilersek o hak boşa gitmez diye bir düşünürüz. Bir seçemeyiz, kıvranırız ama illa ki en çok ağır basanı dillendiririz. Bir de gerçekten olsa diye de hevesleniriz. Tutamayız kendimizi dileklerimiz olsa neler olur diye bir dizi hayal de kurarız peşinden. Efendim biz de tutamadık kendimizi sorduk bir dilek hakkınız olsaydı ne dilerdiniz diye. Çok renkli de cevaplar aldık aslında. Bazıları ” yahu o nereden aklına geldi” dedirtti, bazıları da kocaman bir tebessüm ettirdi. . Kariyerin peşine çoluk çocuğu takan da oldu bir tatlı huzur almaya gelen de. Kalabalıktan kaçmak isteyen de vardı yalnızlıktan kurtulmak dileyen de. Kimilerinin bir akıl okuyası varmış onu istedi kimileri de başkalarının hakkındaki düşüncelerini değiştirmeyi bekledi. Dünya turuna bir bilet, Fener maçlarına kombine, sınırsız makyaj ürünü, yaşlanmamak, son model araba, dolu dizgin aşk, burnum küçülsün gözüm büyüsün ( o nasıl oluyorsa) ,yürüyen(!) uçak, seçimde dilediğim parti kazansın, finaller AA ile dolsun mezuniyet yakın olsun… vs. Hayal perdesi kornişe takılmaz, hal böyle olunca da gelen cevaplar sınır tanımadı. Bazıları ütopik yaklaşsa da onların dilekleri de inanın çok keyifliydi. Ama bir tanesi tam da bizim istediğimiz noktaya parmak bastı. Sorduk ona ne dilerdin diye. “Deli gibi sağlık” dedi.
DE Lİ Gİ Bİ SAĞ LIK…
Hayat telaşını isteklerimizle o kadar çok süslüyoruz ki ona asıl lazım olan şeyi hep göz ardı ediyoruz. Sağlıksız gerçekleşebilecek bir dileği kurgulayamadık biz. Hep bir yanı eksik kaldı. Hadi azıcık oldu gibi desek arkamızı döndüğümüzle yıkılıverdi. Boşuna dememiş şair “en önce ve illa ki sağlık olsun” diye. Hakkı var, sağlık olmadan olmuyor hiçbir şey. Şimdi nereden geldik buraya derseniz aşağıda sizinle de paylaşacağımız video bugün bu yazıyı yazdırdı. Bir izleyelim sonra devam ederiz olmaz mı…
https://www.youtube.com/watch?v=4ICpezAmsUA
Sağlığın değerini kaybedinceye kadar anlayamıyoruz. Büyük düşününce, hayat içinde durum böyle. Zaman geçiyor ama nasıl? Kiminle geçiyor hayatınız? Sevgiyle mi nefretle mi besleniyorsunuz? Yeterince hissettiriyor musunuz sevginizi? Mutlu olmak o kadar uzakta mı ki?
Sahip olduklarınızla mutlu olabilmek o kadar uzak değil sanki hı ne dersiniz? Hayallerimiz elbette çok güzel. Seni var edecek kadar güçlü. Ama fark etmen lazım. Çok geç olmadan hemen harekete geçmen lazım. O dilek hakkınız da dua olup çıkıyor önümüze hem de her an. Sadece o anı kaçırmamak lazım. Sevdiğini söylemek lazım, hayaller için kulaç atman lazım. Bekleyeyim de o beni bulur yerine mutluluğu, huzuru araman lazım. İyi günler sana gelmez senin ona gitmen lazım. Hazır sağlığınız yerindeyken, gücünüz kuvvetiniz, ağız tadınız varken, hemen şimdi bir şeylerden başlamak lazım. Hadi hemen şimdi bir şeyler yapalım. Sağlığı en güzel besleyecek şeyi bulalım.
Tıpkı onlar gibi yanı başınızdakilere sarılarak kocaman sevgi halkaları oluşturalım.
Buradan başlamaya ne dersiniz?