ÖNSÖZ
Bazıları için hayat kolaydır..
Yaşadıkları ortam, aileleri her şey onlar için hazır seçilmiştir..
Ama bazıları için hayat hiç de sanıldığı kadar kolay değildir..
Bilmiyorum benim hikayem kaç kişinin başına geldi, kaç kişi bu kadar zor durumlara düştü?
Bazıları bunları küçümseyebilir, ”bu da zorluk mu?” diyebilir..
Haklılar da..
Yine de ben size kızmıyorum, çünkü benim yerimde olmadığınız için beni anlayamıyorsunuz ve ben buna üzülmek yerine sizin için seviniyorum..
Bende tüm genç kızlar gibi eğlenmek, kendimi düşünmek isterdim ama olmadı..
Zorluklarla başa çıkmak bazen çok zor olabiliyor..
Bu benim hikayem..
Benim hayatımın zorlukları..
En güzel yıllarımın nasıl harcandığının bir kanıtı..
İnsanları tanıma yolunda bazen kandırılabiliyoruz..
Ama size bir tavsiye ”lütfen birlikte olduğunuz insanları dikkatli seçin. Onları iyi tanıyın. Hemen güvenmeyin yoksa çok ama çok üzülebilirsiniz.”
Bu kitapta geçen kişiler eğer bu kitabı okurlarsa kendilerini hemen tanıyacaklardır..
Kötü rolde olanlar da olacak, iyi rolde olanlarda..
Kötü olanlar üzülmesin çünkü bana hayatımın en güzel dersini verdiler..
İyi olanlar ise iyi ki hayatımdalar..
Nerden başlayacağımı pek bilemiyorum aslında..
Bu pek tercih etmek istediğim bir hayat değildi..
Neden bilmiyorum böyle olmak zorundaydı her şey..
Ben babamın bizim evde olduğunu, birlikte yaşadığımızı hiç hatırlamam..
Akşam olduğunda işten gelmesini beklediğim bir babam olmadı..
”baba şuraya gidebilir miyim?” , ”baba para versene” bunları diyecek bir babam olmadı bizim evde..
Annemle babam ben 2 yaşındayken ayrılmışlar..
Bir kız için babasının yeri çok önemlidir..
Eminim beni anlayan bir çok kişi olacaktır..
Her zaman yanımda babam olmadı..
Bir çok ilklerimde belki babam yoktu yanımda..
Bu benim bir eksikliğim oldu hep hayatımda..
Etrafımda hep babasıyla iyi geçinen, birlikte bir yerlere giderken gördüğüm kızları çok kıskanırdım..
Ben hiçbir zaman babama sıkıca sarılamadım..
Sanki babamla aramda bir mesafe vardı, yanımdaydı ama aslında değildi..
Arada gelirdi bizi ziyarete..
Bir şeyler alırdı, otururduk, sohbet ederdik.
Neden bu kadar zor bilmiyorum ama ona yakın hissedemiyorum kendimi..
Pazar günleri beklerdim ki gelsin, birlikte zaman geçirelim..
Bir çok kez gelmediğini bilirim.
Camda saatlerce belki gelir diye beklediğimi bilirim..
Babam iyi biridir sakın bunlardan yanlış bir algı oluşturmayın.
Sadece fazla düşüncesizdir.
Bizim gibi düşünemez.
Hep annemle babamın neden ayrıldıklarını öğrenmeye çalışırdım.
Kimse bana bunun nedenini söylemedi.
Evet sonunda öğrendim ama pek bir işime yaramadı sanırım..
İleride daha çok başıma bela açmama sebep oldu.
Bende hep bir baba boşluğu oldu.
Bir babayla yapmak istediklerimi hiçbir zaman yapamadım.
Kafamda bir hayali baba oluşturdum galiba ve onu oluşturmaya çalıştım.
Ama bunu yapamayacağımı çok geç anladım.
Zaman zaman babama çok kızdım bizi görmeye gelmediği için.
Çocuk aklı kafamda bir ton şey uydurdum.
Okula gittiğim ilk zamanları pek hatırlayamıyorum.
Ben okula gitmemek için ağlayan çocuklardan değildim.
Okulumu seviyordum.
Arkadaşlarımla güzel vakit geçiriyordum.
Değişik bir sınıfım vardı.
Pek mantıklı davranmayan arkadaşlarım vardı.
Çok fazla ağladığım olmuştur ki ben kolay kolay herkesin içinde ağlamazdım o zamanlar.
Klasiktir kavga olduğu zaman bütün kızlar toplanır ve sana karşı gelirler ve senin yanındaysa sadece bir yada iki kişi vardır.
Kendini pek savunamazsın.
Küçükken çok ezildim.
Hep kantine yollanırdım istenilenleri almak için.
Pek fazla sözüm geçmezdi hep ikinci planda olurdum katıldığım topluluklarda.
Çok kaprisli bir yapım vardı.
Fen öğretmenime trip yapıp fenimi 5 getirttiğim olmuştu.
İlkokul öyle yada böyle eğlenerek geçti.
Hep özendiğim ortaokulların yerine geçmiştim artık.
Bir türkçe öğretmenimiz vardı.
Adını söylemek istemiyorum, kendisi zaten anlar.
Çok sıcak, iyi davranırdı.
Benim de nedense buna ihtiyacım varmış gibi,
Çok hoşuma giderdi ve kendimi ona yakın hissederdim.
Hep onun yanında olmak istedim.
Onunla vakit geçirmek, konuşmak hoşuma gidiyordu.
Ters bir durum dimi?
Önceleri bunun nerelere kadar gidebileceğini anlamamıştım.
Hocam hakkında herşeyi öğrenmek istedim.
Nerde oturuyor?, telefon numarası ne?, doğum günü ne zaman?, nelerden hoşlanır?…
Kısacası herşey.
Ve hocamda bunları söylemek istemeyen biriydi.
Birileri ona hediye alsın istemezdi.
Ama benim de en sevdiğim şeydir hediye almak.
Okulda nöbetçi olduğunda hep onu izlerdim, arada yanına giderdim.
Sürekli takip ederdim.
Çıkışlarda beklerdim evine kadar takip ederdim.
Ee malum ilkokul, herkesin evi okula yakın hocam da bize yakın oturuyor.
Dersi erken bittiğinde gidiyor diye okuldan çıkıp onu takip ettiğimi biliyorum.
Bu durumu hocama anlattığımda,
Benden uzak durmak istedi.
Bunun benim iyiliğim için olduğunu söyledi.
Tabi o zamanlar bunun gerçekten benim iyiliğim için olduğunu anlayamamıştım, çocuktum..
Dersimize girdiğinde bazen sinirlenirdi,
Bizim sınıf çok şımarıktır.
Sigortaları atardı..
O zaman pek sevmezdim.
Güzel görünmezdi çünkü.
Bir süre sonra hamile olduğunu öğrendik.
Ve okuldan bir süreliğine ayrılmak zorunda kaldı.
Bu duruma pek sevindiğimi söyleyemeyeceğim.
Onun yerine bir başkası geldi.
Şansa bak ki o da melek gibi bir hoca.
Bu sefer de ona yakınlaşmaya başladım.
Ama ne yazık ki çok fazla kalamadı.
Yeni gelene alışamadan eskisi geri döndü bu şekilde bende bu tutkumdan kurtulabildim.
8. sınıfta dershaneye gittim.
Orada da bir matematik hocası bu sefer erkek.
O zamanlar sadece ilgiye ihtiyacım vardı ve ilgi gördüğüm kişiye yakınlaşıyordum.
Ama o hocama da bu durumumu söyleyince anlayışla karşıladı ama ben fazla abartınca direk iletişimi kesti.
Olması gerekende buydu aslında ama ben anlayamıyordum.
Liseye geçtim..
Lise benim en zor dönemim oldu.
9. sınıfta bir din hocası,
10. sınıfta bir kimya hocası,
11. sınıfta bir kimya hocası daha..
Dershaneden de bir kimya ve bir fizik hocası saplantı haline geldi.
Çok komik dimi?
Eminim şu anda benimle dalga geçiyorsunuz.
”Yuh!” diyorsunuz.
Ama bunların hepsi gerçek.
Neden böyle olduğunu bilmiyorum.
Çok acı çektim, çok ağladım, çok üzüldüm.
Bir insan kendine bunu neden yapar.
9. sınıfta, din hocamın tayini çıktı.
Tahmin edin bakalım ne oldu?
bütün sömestr tatilim zehir oldu.
Ağlaya ağlaya kendimi harap ettim.
İyi birisiydi değişik bir hocaydı.
Komik, espirili, şakacı, sempatik..
Onunda sürekli peşinden koşturdum, bunalttım onu da..
9. sınıfın ikinci dönemin de artık aynı okulda değildik ama ben nereye gittiği öğrendiğimde çok şaşırdım.
Bizim okula 10-15 dakika uzaklıkta bir okula tayini çıkmış.
Komik dimi?
Ne oldu dersiniz?
Ben her okul çıkışı oraya gittim.
Bekledim çıksın diye.
Ama ne yazık ki kaç defa öylece eve dönmek zorunda kaldım.
İçeri giremiyorum çünkü gördüğüm zaman heyecanlanıyorum, utanıyorum.
Yalnızca çıkışını yakalarım belki diye bekliyorum.
Tam bir aptallık biliyorum.
Kim yapar ki böyle bir şeyi?
Kendimce baba sevgisi eksikliğinde onlarda doldurmaya çalışıyorum.
Sanki kendi babam yokmuş gibi.
Ama o zamanlar benim için var ile yok arasındaydı zaten.
Bir gün gene okul çıkışına gittiğimde artık okulda kimse kalmamıştı.
Ben de yanına gittiğim de beni kibarca kovdu.
Yanlış anlaşılacağını söyledi.
Bende o zaman ki aklımla sinirlendim.
Bir daha da gitmedim.
Bu şekilde bu hocadan da kurtulmuş oldum.
10. sınıf benim çöküşüm oldu.
Sınıflar karma oldu ve arkadaşlarım, sınıfım değişti.
Yeni hocalar girdi.
Ben kimya hocamı çok seviyordum yeni birisinin girmesini istemiyordum.
Hatta yeni hoca girdiğinde hiç sevmemiştim.
”Neden bu hoca giriyor ki dersimize?” diyordum.
Ama sonra öyle olmadı.
Yavaş yavaş sevmeye başladım.
Kimyayı onunla sevdim diyebilirim.
Sırf iyi olmak için yaptığım ödevleri görmelisiniz.
Defterimin düzenini, soruların çözümlerini görmelisiniz.
Ödevlerimi gösterdiğim zaman ağzı açık kalıyordu resmen.
Her dakika soru soruyordum.
Çok fazla kimya sorusu çözüyordum çünkü gözüne girmeye çalışıyordum.
Bu sebeple de olsa kimyam baya gelişti.
Ve yapabildiğim en iyi ders haline geldi.
Öyle ki kimya profesörü olmaya karar vermiştim.
Çünkü onunla meslektaş olmak istiyordum.
Aynı konu hakkında konuşalım, aynı mesleği yapalım istiyordum.
Hatta ben ondan bile iyi olayım istiyordum ki gözüne girebiliyim..
Ama hissediyordum, hissediyordum..
Yolunda gitmeyen bir şeyler var.
Böyle olmamalı..
Uzak duramıyorum, kendimi geri çekemiyorum.
Herkes bana ”aşık mısın?” diye soruyor.
Dışardan öyle görünüyordu.
Çok fazla rahatsız ettim hocamı farkındayım.
Bir çok kez konuşmadı benimle ama yine de yardım etmek istedi.
Keşke daha güzel daha kolay bir yolu olsaydı.
Kimsenin üzülmeden yaşayabileceği bir yol, çözüm..
Benim hayatım diye bir şey olmadı hiç.
Başkalarının hayatı oldu hep, başkalarının düşünceleri..
Ben gerçekten insanlara çok değer veriyorum hem de çok..
Bu benim en büyük zayıflığım.
Yeteri kadar rezil oldum, küçük düştüm, gururum incindi.
Bu kadarı yetmez mi?
Siz söyleyin yetmez mi?
Sürekli sevdiğim insanları üzdüm, kendimden uzaklaştırdım..
Aslında kendimce iyi bir şeyler yapmak istesem de, hep kötülüğüm dokundu, başbelası oldum..
Ne kadar dayanabilir bir insan bunlara?
Bu durumlar pek parlak bir şekilde sonuçlanmadı.
Pek anlatmak istemiyorum, kendisini burada reklam yapmak istemiyorum.
Ama bilmeli ki gerçekten çok üzüldüm ve yaralandım,
Bundan gerçekten zarar gördüm.
Bu şekilde olmak zorunda değildi.
Yine de gerçek yüzünü gördüğüm için kendimi şanslı hissediyorum.
Neden bilmiyorum ama içimde bir huzur var.
Artık kendimi özgür hissediyorum.
Ne kadar zor geçen bir 6 yıl olsa da benim için, onun sayesinde bunu sonlandırmış oldum.
Bir daha da kimseye kolay kolay güvenmem.
İnsanlar hiçbir zaman sizin düşündüğünüz gibi olmuyor.
Hiçbir zaman…
Üzülmemek için kesinlikle karşınızdakileri iyi tanımalısınız ve hemen güvenmemelisiniz.
Her şeyinizi anlatıp, onu hayatınızın merkezi haline getirmemelisiniz.
Benim yaşadığım durumu yaşayanlar da var yaşamayanlar da.
Bu yüzden aranızda beni anlayanlar da olucak anlamayanlarda.
Bu dışarıdan bakıldığında değişik, saçma ve karmaşık bir durum gibi gözükebilir,
Benim hakkımda farklı düşünebilirsiniz.
Bende öyle düşünüyordum emin olun.
Şu anda 12. sınıfa geçiyorum ve bu yıl aynı okulda olucaz, yine..
Ama benim için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak..
Aklım başıma geldi sayesinde.
Bu yıl çok çalışmalıyım, kendime ve akıl sağlığıma dikkat etmeliyim.
Aslında çok çalışkan bir öğrenciydim ama onun yüzünden nedense hayatım yerle bir oldu ve notlarım düşüşe geçti.
Artık kimya profesörü olmak falan istemiyorum.
Diş hekimi olucam..
Kimya hocamı tanıdığım iki yıl boyunca yaşamadığım duygu kalmadı.
Yapmadığım şey kalmadı, benim hakkımda düşünmediği şey kalmadı.
Babasından yeterince ilgi göremeyenlerin kendinden büyük insanlar aradığını biliyoruz.
Benim de bütün günüm okulda ve dershanede geçtiği için bende öğretmen buldum.
Bu hayatımın en büyük hatası.
Sakın babanızın yerine başkasını koymaya çalışmayın.
Elinizde bir tek baba var başkası sizi hiçbir zaman onun kadar sevemez inanın bana.
Bir gün gelir sıkılır ve başından atar sizi.
Ne kadar iyi biri olsa da..
Ne olursa olsun istediğinizi başkalarında aramayın.
Yoksa kaybeden siz olursunuz.
Bu benim hikayem..
Benim zor geçen bir 17 yılım.
Bu öğretmen takıntım yüzünden ne çok doktora gittim.
Hipnoterapist, psikiyatrist..
Ama hiçbiri işe yaramadı.
Kendimde bir farklılık olduğunu düşünüyordum.
İlaçlar da başlarda psikolojik olarak yarıyor gibi oldu ama aslında etkisi yoktu.
Bunu yalnızca ben atlatabilirdim.
Yalnızca kendi düşüncelerimle, kendi doğrularımla..
Bazı durumlar yalnızca kendi beyniniz de sonuçlandırmanızla çözülebilir.
Kimsenin yardımı işinize yaramaz.
Siz yarar zannetseniz bile..
Bunları anlamak için ya da uygulamaya geçirmek için benim gibi olmak zorunda değilsiniz.
Hiçbir zaman hayatınızdaki insanlardan beklentileriniz olmasın yoksa çok üzülürsünüz.
Çünkü hiçbir zaman o beklentilerinizin karşılığını alamazsınız.
Neden mi?
Karşınızdakiler sizi anlamaz, ne düşündüğünüzü, o anda ne yapmasını istediğinizi bilmez ve kendi istekleri doğrultusunda davranır.
Sonuç..
O kendince mutludur ama siz üzülürsünüz.
Bunu kendinize yapmayın.
Size insanlardan uzak durun demiyorum.
Herkese karşı iyi olun, onlarla muhabbet halinde olun ama belli bir sınır çizginiz olsun.
Ve o çizgiyi ne olursa olsun geçmeyin.
Çünkü o çizginin ilerisinde sizi hiç de iyi bir hayat beklemez benden söylemesi.
Bunu yaşamış biri olarak söylüyorum bana inanın.
Hayat size beklenmedik olaylarla gelir.
Ama anladım ki yaşanan her olumsuz olaylar, durumlar bizi biraz daha güçlendiriyor.
Hayatta daha sıkı, dimdik durabilmemiz için bize yardımcı oluyor.
Herkes hayatı boyunca bir çok kötü olaylarla karşı karşıya gelmiştir.
Küçüğümüz, büyüğümüz hepimiz bir çok olaylarla sınanıyoruz.
Bunlara ne kadar göğüs gerebilirsek, o kadar güçlüyüz demektir.
Üzülmekten korkmayın.
Çünkü onlar sizi daha da sağlamlaştırır.
Bazen üzüntüden, ağlamaktan ölücekmiş gibi hissetsek bile ölmeyiz.
Hayat devam eder.
Hep pozitif olun.
Her uyandığınızda yeni bir gün için mutlu ve umutlu olun.
Umudunuzu ve gücünüzü hiç kaybetmeyin.
Ben bugüne kadar bir çok karaktere girdim insanların gözünde.
Herkes benim hakkımda bir ton şey düşündü belkide iyi ya da kötü bilemem.
Ama ben nasıl olduğumu biliyorum önemli olan bu..
Şu anda yapabileceğim tek şey iyi bir çalışmayla olabileceğim en iyi yerlere gelmek.
Ve bu şekilde hayatımdaki tüm kötülüklere, kötü insanlara ders vermek.
Verebileceğim en iyi ders, alabileceğim en iyi intikam bu.
Her zaman olduğumdan daha iyi olmak ve daha iyi gözükmek.
Ne olursa olsun ”Artık eskisi gibi değil, bak ne kadar değişmiş, çok iyi yerlere gelicek” laflarını söyleterek, duyarak ileriye bakacağım.
Bu şekilde hayat devam edecek ve yeni ortamlara adım atacağım.
Üniversite, yeni arkadaşlar ve beni tanımayan bir ton insan..
Yeni benle tanışacak bir çok kişi.
Tanıyanlara kendimi kanıtlayıp, tanımayanlara kendimi hareket ve davranışlarımla anlatacağım..
Zorlu bir köprüden geçiyoruz.
Her adımda sallanıyor, her adımda düşücez sanıyoruz ama düşmeyeceğiz.
O köprü ne kadar ince de olsa ben oradan geçebilecek kadar hafif ve dengeli adımlarla devam edeceğim..
Umarım dediklerimi dikkate alırsınız ve benim kadar üzülmezsiniz.
Umarım gelecekte sizi çok daha güzel hayatlar ve adımlar bekliyordur.
Umarım daha doğmamış bir çok bebek için ileride yaşam çok daha güzel olur..
Bu yaşam mücadelesinden sağ çıkabiliriz ama önemli olan hiçbir yara almadan tertemiz çıkabilmek umudum bu yönde..
TEŞEKKÜR EDERİM…