“Her gündüzün bir gecesi, her gecenin de bir gündüzü vardır.” Hayatın açık lakin görmemekte ısrar ettiğimiz gerçeklerinden biri. Belki de gerçekten manasını hazmettiğimiz de yüreğimize bir avuç dolusu huzur serpecek bir söz.
Hemen bir çoğumuz bu sözün aksine tüm hayatımızı içinde bulunduğumuz ana bakarak dğerlendirme hatasına düşeriz. İçınde bukunduğumuz dönem biraz sıkıntılıysa hiç geçmeyecek sanır ve hatta bazen kendimizi kahrederiz ya da aksine yaşadığımız dönem çok mutlu bir dönemse bizim için adeta hiç bitmeyecekmiş sanar ve bittiğinde büyük hayal kırıklıklarıyla baş başa kalırız. Oysa ki her şey yerine yenisi gelene kadar bizimledir. Mutluluk ta acı ve keder de sadece yerlerine yenileri gelene kadar bizimle. Belki de değişimi sevmediğimizdendir bilinmez ama adeta biz ısrar ediyoruz bir kez geldiklerinde biraz daha kalmaları için yaşam konağımızda. Öylece akışına bırakmalıyız böyle zamanlarda çünkü ne gidecek olanın bir yararı dokunur bize o saatten sonra ne de gitmesi engellenebilir vakti geldiyse. Sadece faydasız çırpınışlardan ibaret kalır attığımız her adım. Hem acıysa giden, o gidecek ki yerine zamanında yaşaman için seni hazırladığı mutluluk gelebilsin. Peki ya ellerimden kayıp giden mutluluğumsa diyorsun belki de içinden… öyleyse sen de şunu bil arkadaş; acı seni bir sonraki mutluluğuna hazırlayan, ruhunu olgunlaştıran ve yaşamanın değerinin farkına varmanı sağlayacak fırsattır. Ve unutma dediğimiz gibi o da bir konak sonuçta kalıcı değil, eğer sen gitmemesi için çırpınmazsan. Hem gece gelsin ki yeni bir gündüz için hazırlanabilelim.