Adalet, tüm sessizlik bir çığlıkla sustuğunda, gerçeklerle hayat bulur…
Kadın kelimesini araştırırken, bu kelimenin kökenini inceleme fırsatı buldum. Ve etimolojisinde ” kraliçe” den geldiğini fark ettim.
Kraliçe kelimesi sizin aklında ne getiriyor? Güç,şan,şeref, zafer, güzellik,servet, zenginlik,itibar….
Evet kadın kökünde kelime olarak kraliçe gibi yaşamak ve davranmak gerektiren erdemler bütünü ….
Tarihin içinde çok güçlü kadınlar gördük ve görüyoruz hala…
Bir kraliçe gibi bir kralın yanında yaşamak için bile ve sadece eşit haklara sahip olmak amacıyla savaştılar tarihsel süreçte ve hala savaşıyorlar.
Kadının savaşı ve mücadelesi hiç bitmedi..
Peki kadın bu kelime kökeni dışında nedir yani subjektif olarak benim gözümde tasavvur ettiğim kadın kimliği nedir?
Hayatın tazeliğidir, duyguları sembolize eder ، aşk sembolü, güzellik sembolü ve dayanıklılığın sembolüdür.
Ben istiyorum ki görülmeyen ve duyulmayan derinliklerde bir kadını bir kraliçeyi anlatayım.
Kadınlar, yıllarca kadın oldukları için ceza çektiler ve bu cezanın hayat buluşu mezarda ve toprak altında yaşamak oldu.
Ve kimi zaman cinsel ihtiyaç olarak bakılan bir meta oldular. Bileşik güç ve zerafetin sembolü olan varlık, çelişkili bir şekilde bir cinsel metaya dönüştü.
Bazen o kadar zarif olan ve bir duygusal desteğe ihtiyaç duyan ama bu yapısına rağmen her zaman kendi hassas omuzlarında hayat bulan kadın hayatın yükü ve kimliğine yapışan acıları taşıma zorunluluğuna rağmen hayatta var olmayı başardı.
Yeniden kadinların ilerlemelerine şahit oluyoruz,bazen onlar çalışma hayatına katıldılar,toplumsal baskı ve şiddete rağmen mesleki başarılar göstererek koca bir yükü tek başlarına sırtladılar.
Eve ekmek getiren kişi oldular.
Tarihi geçmişte, erkeklerin yalnız yoldaşları oldular ve onlar için denildiki her başarılı erkeğin arkasında bir başarılı kadın var..
Ve tüm değerlendirmelere rağmen başarıyı üstlenmeden, mücadelelerini sürdürdüler.
Kadınlar sevgiye muhtaç olmasına rağmen,her zeman Anne sevgisi edasıyla bütün çevrelerine sevgiyi yaydılar.
Yıllarca, onların kalbi küçük bir sözle kırıldı ve onların gecelerinde başlarını koydukları yastıkları, gözyaşı havuzları oldu.
Kimi zaman tecavüz edildi, , şiddet gördüler ve kırıldılar, yok sayıldılar. Kimse onları korumadı. Yasalar onları hatırlamadı bile yıllarca…
Onlara sadece dudaklarını Sessizlik mührü ile mühürlemeleri söylendi. Onlar ise kararlılıkla yaşamaya devam ettiler.
Kadınları belki kendi başlarına ve en zor koşullarda büyüyen tohumlara benzetebiliriz, tohum nasılki zeminin derinliklerinde güneşin ışıklarını ve yağmuru bekliyor ve ne zaman küçük bir ışık ve bir damla su alıyorsa büyümeye başlıyor. Kadınlarda o güneş ışığı ve bir parça suyu aldığı anda hemen filizleniyor ve olağanüstü bir hal alıyor.
Kadinlar hem çok bağımlı hemde yapayalnız ayakta durabilecek varlıklar aslında…
Bağımlı olduğu zamanlarda bile aslında hayatının ona öğrettiği güç ile donatılabiliyor. Ve en güçsüz sanıldığı anda bile asla vazgeçmemeyi genetik kodları ona söylüyor.
Yıllarca Ataerkil toplum, kendi gücünü kaybetme korkuyla bir inanç geliştirerek kadınların hem aklını hemde ruhunu yok saydı. Ve her zaman onları perde arkasına gizledi, çünkü tarihsel süreçte ne kadar güçlü kadın varsa bunları gördü ve kadinların sınırsız güçlerini keşfetti ve bu da bir korku yarattı.
Ama bugün o günlerde değiliz ve çok büyük bir mücadele sürecinden sonra tüm kadınlara bir mesajım var…
Güç ve güzelliği, günlük kahve fallarında ve aylık güzellik salonu toplantılarında ve meyhanelerde kurulan içki alemlerinde aramayın çünkü bulamazsınız…
Aradığınız gücü: bilimde,kitaplarda ve doğru yaratılış anlayışında arayabilirsiniz.
Kalk gözlerini aç ve yılardır
Cehaletin perdesinde yaşatıldığın tarihine bir bak….
Öldün hemde defalarca, zayıf görüldün, suçlandın, şiddete ve tecavüze maruz kaldın…
Anlamalısın sana atfettikleri suçlar senin düşüncelerini yok saymak için ördükleri zifiri karanlık bir ağdan ibaret…
O karanlığı yırt ve keşf et…
Keşfettikçe göreceksinki sen çok başarılı ve güçlüsün…
Keşfettikçe göreceksinki sen Yaratılışta yer alan en güzel varlıksın…..
Reyhaneh BAGHERİ